2 Dünya Kupası Sahibi Garrincha Nasıl Futbolcular İçin Kötü Bir Örneğe Dönüştü?

Futbol dünyası pek çok efsane gördü, ama hiçbiri Garrincha kadar çelişkilerle dolu bir hikaye sunmadı. Brezilya’nın 20. yüzyıldaki altın çağında, “Alegria do Povo” (Halkın Neşesi) lakabını kazanan Garrincha, sahada izleyenleri büyüleyen yeteneğiyle halkın sevgilisi oldu. Ancak sahadaki zaferlerinin aksine, özel hayatındaki çalkantılar ve kariyerinin son döneminde yaşadığı düşüş, onu trajik bir figüre dönüştürdü.

Hatta öyle ki dünya tarihinin en yetenekli futbolcularından kabul edilen Garrincha’ya benzetilmek Brezilyalı futbolcular için iltifattan çok bir eleştiriye dönüşecekti, Adriano, Ronaldinho ve Neymar’ın adı hep bu efsaneyle birlikte anılacaktı.

Futbolun Saf Yeteneği

Garrincha, doğal yeteneğiyle futbol dünyasında bir fenomen haline geldi. 1958 ve 1962 Dünya Kupaları’nda Brezilya’yı zirveye taşıyan efsanevi isim, 1962’de Pelé’nin sakatlandığı dönemde adeta tek başına takımını sırtladı. Aynı turnuvada altın ayakkabı ve altın top ödüllerini kazanarak futbol tarihine geçti. Botafogo’da geçirdiği yıllar boyunca rakiplerini adeta dans edercesine çalımlayan Garrincha, yalnızca Brezilya’nın değil, tüm dünyanın sevgisini kazandı.

Takım arkadaşı Pelé, onun için şu sözleri söylemişti: “ O, futbolu saf bir keyfe dönüştüren bir sanatçıydı. Ama gerçek dünyada bir çocuğun ihtiyaç duyduğu rehberliğe sahip değildi.”

Bu sözler, Garrincha’nın saha içindeki büyüleyici yeteneği ve saha dışındaki kırılganlığı arasındaki derin uçurumu özetliyordu.

Düşüşün Başlangıcı

Garrincha’nın inişi, 1962 Dünya Kupası’ndan sonra başladı. Kronik diz sakatlıkları, artan alkol tüketimi ve özel hayatındaki kaos, onun performansını hızla düşürdü. 1966 Dünya Kupası, onun uluslararası kariyerindeki son büyük turnuva oldu. Ancak Brezilya’nın erken elenişiyle birlikte Garrincha’nın futbol sahalarındaki büyüsü de sona ermeye başladı.

Botafogo’dan ayrıldıktan sonra çeşitli kulüplerde forma giydi, ancak hiçbir zaman eski performansını yakalayamadı. Bir dönem Kolombiya’da amatör düzeyde bir takımda oynadığı bile konuşuldu. Futbolu bıraktığında, Brezilya’nın en büyük yıldızlarından biri, alkol bağımlılığı ve maddi sorunlarla boğuşan bir figüre dönüşmüştü.

Teknik direktörü João Saldanha, onun bu düşüşünü şu sözlerle açıklamıştı:

“Onun yeteneği futbol tarihindeki en saf yeteneklerden biriydi. Ama disiplinsizliği, içkiye olan düşkünlüğü ve sakatlıklar onu bitirdi. Bu düşüş, hepimiz için bir uyarıydı.”

Rahibeyle İlişki, 14 Çocuk, Sayısız Dava

Garrincha’nın saha dışındaki hayatı, çalkantılı ilişkiler ve skandallarla doluydu. İlk büyük skandal, bir rahibeyle ilişki yaşadığı iddiasıyla ortaya çıktı. Evli olan yıldız futbolcu, o dönemde muhafazakarların çok güçlü olduğu Brezilya’da bir rahibeyi yoldan çıkarmış ve kiliseye ihanet etmesini sağlamıştı.

Bu olay Brezilya basınında uzun süre konuşulmuş ve onun kariyerini gölgeleyen ilk büyük olay olmuştu. Pek çok kişi onun tanrı tarafından lanetlendiğini iddia edecekti.

Bunun yanı sıra, Garrincha’nın toplamda 14 çocuğu olduğu biliniyor. Ancak bu çocukların çoğuyla hiçbir zaman sağlıklı bir ilişki kuramadı. Bazılarını hiçbir zaman görmedi.

En çok konuşulan ilişkisi ise ünlü Brezilyalı şarkıcı Elza Soares ile yaşadığı aşktı. Garrincha, bu ilişki uğruna eşini terk etti ve Brezilya basını tarafından “sadakatsiz bir eş” olarak damgalandı. Soares ile evliliği de sürekli alkol, maddi sorunlar ve ihanetlerle sarsıldı. Hatta Soares, Garrincha’nın zaman zaman şiddet uyguladığını itiraf ederek ilişkilerinin karanlık yüzünü gözler önüne sermişti.

Garrincha’nın adı taciz iddialarıyla da gündeme geldi. Genç bir kıza cinsel tacizde bulunduğu iddiaları, futbol dünyasında büyük bir şok yarattı. Bu olay halkın sevgilisi olan Garrincha’yı derinden yaraladı. Ancak dönemin koşulları gereği, bu skandal bir süre sonra gündemden düştü.

Trajik Bir Son

1970’lerin başında futbolu bırakan Garrincha, hızlı düşüşünü durduramadı. Alkol bağımlılığı nedeniyle hem fiziksel hem de mental sağlığı kötüleşti. Yalnızlık ve yoksulluk içinde yaşamaya başlayan efsane, 1983 yılında karaciğer yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Bir zamanlar Maracana Stadyumu’nda seksen bin kişinin ismini haykırdığı futbolcunun cenazesine yalnızca birkaç kişi katıldı, ancak Brezilya halkı onu hep “neşe kaynağı” olarak hatırlamayı seçti.

Ünlü Brezilyalı yazar Jorge Amado, Garrincha için şöyle demişti:

“Garrincha, Brezilya halkının bir yansımasıydı: saf, yetenekli ama kırılgan. Onu izlerken hepimiz kendimizi gördük. Ama onu kaybettiğimizde, kendimizden de bir parçayı kaybettik.”

Efsane mi, Uyarı mı?

Garrincha, futbol tarihine yalnızca başarılarıyla değil, trajik hikayesiyle de geçti. Oynadığı futbol ve hayatı, zaferlerin ve kayıpların ne kadar iç içe geçebileceğini gösteren çarpıcı bir örnek oldu. Sahada milyonları büyüleyen bu efsane, özel hayatındaki sorunlar ve disiplin eksikliği nedeniyle hem kendisine hem de sevenlerine derin bir hüzün bıraktı.

Garrincha’nın hikayesi, yalnızca futbolseverler için değil, hayatın iniş çıkışlarını anlamak isteyen herkes için bir ders niteliğinde. Çünkü o, bir yıldızın nasıl hem zirveye çıkıp hem de trajik bir şekilde düşebileceğinin en çarpıcı sembollerinden biri.