Adaptasyon Süreci Gerçekten İhtiyaç Mı?
top of page

Adaptasyon Süreci Gerçekten İhtiyaç Mı?



Türk futbolunda uzun yıllardır transfer dönemlerinde gerek kamuoyu gerekse bizzat futbolcular tarafından sıklıkla gündeme getirilen “adaptasyon süreci”, konu dünya futbolunun elit seviyesi olduğunda geçerliliğini yitirmiş gözüküyor.

Öyle ki Avrupa’nın elit kulüplerinin yeni transferleri gösterdikleri performansla herhangi bir adaptasyon sürecine ihtiyaçları olmadığını kanıtlıyorlar.


Bir Şehir Efsanesi Mi?


Fenerbahçe, 2018/19 sezonu başında Cezayir Milli Futbol Takımı’nın da yıllarca formasını giymiş olan Islam Slimani’yi transfer etti.

Premier League tecrübesi de olan ve büyük beklentilerle Türkiye’ye gelen Slimani, ilk maçının ardından yayıncı kuruluş mikrofonlarına verdiği röportajda “Benim için yeni bir macera, yeni bir lig. Adaptasyon sürecine ihtiyacım var.” sözleriyle kamuoyundan zaman istemişti.

Tıpkı Islam Slimani’de olduğu gibi Trabzonspor’un 2020/21 devre arasında kadrosuna kattığı Bakasetas da benzer bir süreçten geçtiğinden bahsetmişti. Trabzonspor’a gelmeden önce Süper Lig’de Alanyaspor forması giyen Bakasetas, buna rağmen bir adaptasyon sürecinden geçtiğini ifade etmişti.

Beşiktaş’ın geçtiğimiz aylarda kadrosuna kattığı Emrecan Uzunhan da aynı süreçten bahsederken 2022/23 yaz transfer döneminin en hareketli ekiplerinden Galatasaray’ın ise yeni oyuncularının “adaptasyon sürecini” hızlandırabilmek için bir çeşit özel program hazırladığı öne sürüldü.


Kalite Zamana İhtiyaç Duymuyor

Yıllardır sürekli gündeme gelen “adaptasyon sürecinin” aksine Süper Lig’de performanslarıyla takdir toplayan bazı oyuncuların zamana ihtiyaçları olmadığı görüldü.

Beşiktaş’ın sezon başında kadrosuna kattığı Wout Weghorts, Galatasaraylı Torreira, Fenerbahçe’de forma giydiği maçlarda fark yaratan Alioski ve Başakşehir’de Bertrand Traore gibi oyuncular performanslarını ilk günden itibaren sahaya yansıtabilen isimler olarak dikkat çektiler.

Avrupa’nın 5 büyük ligindeki yeni transferlerin de herhangi bir zamana ihtiyaç duymadıkları, özellikle elit seviyedeki futbolcuların gösterdikleri performanslardan anlaşıldı.

2022/23 sezonunun en büyük transferlerinden olarak görülen Erling Haaland’ın Manchester City formasını giymeye başladığı günden beri rekorlar kırması ve şu ana kadar oynadığı 10 maçta 14 gol atması bunun en büyük örneklerinden biri olarak öne çıktı.

Erling Haaland’a Manchester United ile iyi bir başlangıç yapan Lisandro Martinez ve Antony, Chelsea ile çıktığı ilk 8 maçta 4 gol atan Raheem Sterling, Arsenal’in çehresini değiştiren Gabriel Jesus ve Newcastle United’dan Aleksander Isak gibi isimler eşlik etti.


Norveçli golcünün Premier League’de bıraktığı etkinin bir benzerini La Liga’da sergileyen Robert Lewandowski ise elit seviyede adaptasyon sürecinin pek de geçerli olmadığını kanıtladı. An itibariyle Barcelona ile 8 maçta 11 gol atan Polonyalı forvet, yeni takımına da hemen alıştı.

Öte yandan bu sezon başında Real Madrid’e transfer olan 22 yaşındaki Tchouameni de tıpkı yukarıda sayılan isimler gibi yeni kulübünde zamana ihtiyacı olmayanlardan biri olarak dikkat çekti.

İtalya Serie A’da Romelu Lukaku ve Paulo Dybala, Ligue 1’de Folarin Balogun ve Bundesliga’da ise Sadio Mane gibi oyuncular yeni takımlarıyla ilk günden beri gösterdikleri performanslarla ne kadar isabetli transferler olduklarını şimdiden kanıtladılar.

Hal böyleyken herhangi bir adaptasyon sürecinden bahsetmeyen yıldızlar, elit seviyede oyuncu olmanın bir şartının da her ortama kolay uyum sağlamak olduğunu gözler önüne serdiler.


0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page