Futbolcular Çocuklar İçin Gerçek Birer Rol Modeldir
- FourFourTwo Türkiye
- 19 May
- 8 dakikada okunur

Röportaj: Ferhat Demirkıyık
Dünyanın en sevilen ve en etkili spor dallarından biri olan futbol, yalnızca bir oyun olmanın ötesinde; farklı kültürlerden, inançlardan ve yaşam koşullarından gelen insanları birleştiren evrensel bir dil. Özellikle savaş, yoksulluk ve zorunlu göç gibi zorluklarla mücadele eden milyonlarca çocuk için ise futbol, umut dolu bir geleceğin ve yeniden hayal kurabilmenin anahtarı oluyor. İşte tam da bu noktada, çocukların hayatlarına dokunan, onlara oyunla birlikte dayanışmayı, sevgiyi ve umudu aşılayan bir kuruluş devreye giriyor: UEFA Çocuk Vakfı (UEFA Foundation for Children).
2015 yılında kurulan vakıf, özellikle kriz bölgelerinde yaşayan ve zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışan çocuklara ulaşarak futbolun birleştirici gücünü onların hayatlarında somut bir değişim aracı haline getiriyor. Türkiye gibi kültürel çeşitliliğin ve toplumsal dayanışmanın ön planda olduğu bir coğrafyada ise bu çalışmalar, çok daha derin ve anlamlı bir etki yaratıyor.
Bu özel röportajda, UEFA Çocuk Vakfı Genel Sekreteri Carine N'koué, vakfın yürüttüğü projelerden Türkiye’ye uzanan çalışmalarına, çocukların hayatlarına dokunan unutulmaz hikâyelerden futbolun barış ve umut taşıyan evrensel gücüne kadar pek çok konuya dair çarpıcı bilgiler ve içten duygular paylaşıyor.
Futbolun yalnızca bir spor değil, birleştirici ve iyileştirici bir güç olduğuna yürekten inanan N'koué, bizlere bu yolculukta tanık olduğu ilham verici hikâyelerle, her çocuğun bir şampiyon olduğuna dair güçlü bir mesaj da veriyor.
Hazırsanız, dünyanın dört bir yanından Türkiye’ye uzanan bu iyilik yolculuğuna ve futbolun yarattığı mucizelere birlikte tanıklık edelim.
Farklı etnik ve kültürel geçmişlere sahip çocuklar arasında sosyal uyumu teşvik etmede futbolun rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Farklı kökenlerden gelen çocuklar arasında sosyal uyumu teşvik etmek, UEFA Çocuk Vakfı’nın temel misyonudur. Vakfın ilk projesi de tam olarak bu amaca, yani sosyal uyumu güçlendirmeye ve farklı geçmişlerden gelen çocukların entegrasyonuna odaklanmıştır. Vakıf, 2015 yılında Ürdün, Avrupa ve Türkiye’ye doğru artan mülteci göçü döneminde kuruldu ve ilk girişimini Ürdün’de başlatarak daha sonra dünyanın farklı ülkelerine yaydı.
Neredeyse on yıldır bu projeleri titizlikle takip ediyor ve çocuklar ile tüm topluluklar üzerinde yarattığı derin etkiyi gözlemliyoruz. Katı izleme ve değerlendirme süreçleri uyguluyor, projelere katılan çocukların ilham verici hikâyelerine bizzat tanıklık ediyoruz. Bu projelerin başarısı, hükümetler, iş ortakları, futbolcular ve IOM (Uluslararası Göç Örgütü) ile UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) gibi uluslararası kuruluşların çalışmalarımıza gösterdiği artan ilgiyle de açıkça görülmektedir.

Türkiye gibi kültürel çeşitliliğe sahip ülkelerde futbolun birleştirici rolüne tanıklık ettiniz mi? Herhangi bir örnek paylaşabilir misiniz?
Evet, kesinlikle. Futbol, sosyal uyumu teşvik etmede son derece olumlu bir rol oynamaktadır. Farklı geçmişlerden gelen çocukları ve toplulukları bir araya getirme, sosyal değerleri yaygınlaştırma ve bütünleşik bir toplum inşa etme gücüne sahiptir.
Örneğin, Türkiye’nin beş farklı şehrinde – Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Mardin ve İstanbul’da – yürütülen “Birlikte Yaşam” (Live Together) projesi, mülteciler ile ev sahibi topluluklar arasında sosyal uyumu yerel spor girişimleri aracılığıyla güçlendirmeyi amaçlıyor. Bu proje 200 okulda aktif olarak yürütülmekte ve 50.000 çocuğa ulaşmış durumda. Bu kapsamda 500 beden eğitimi öğretmeni eğitildi ve desteklendi, ayrıca 20 okul sahası iyileştirildi. Bu projede futbol, farklı toplulukları bir araya getirmek, kültürel etkileşimi teşvik etmek, sosyal değerleri yaygınlaştırmak, engelleri yıkmak ve kapsayıcılığı ile entegrasyonu sağlamak için bir araç olarak kullanılmaktadır.
Futbol, mülteci veya yerinden edilmiş çocukların entegrasyonu üzerinde nasıl bir etki yarattı? Türkiye’de Suriyeli mülteci çocuklara yönelik özel projeleriniz oldu mu?
Futbol, mülteci ve yerinden edilmiş çocukların entegrasyonuna katkı sağlamak için güçlü bir araç olduğunu kanıtlamıştır. Bu, kapsayıcılığı teşvik ederek, güven inşa ederek ve yapılandırılmış faaliyetler yoluyla çocuklara normal bir yaşam hissi vererek gerçekleşmektedir. UEFA Çocuk Vakfı, Türkiye’nin yanı sıra Yunanistan, Ürdün, Almanya ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde de Suriyeli mültecilere yönelik girişimleri desteklemiştir. Spor temelli bu programlar, farklı geçmişlerden gelen çocukların bir araya gelebileceği, arkadaşlıklar kurabileceği ve olumlu sosyal etkileşimler yaşayabileceği güvenli alanlar oluşturmuştur. Bu da daha güçlü bir sosyal uyum ve karşılıklı anlayışın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
UEFA Çocuk Vakfı projelerinin temel finansman kaynakları nelerdir ve mali sürdürülebilirliği nasıl sağlıyorsunuz?
Çoğu finansman kaynağımızı UEFA’dan sağlama şansına sahibiz. UEFA sponsorlarının sarsılmaz desteği sayesinde vakıf, projelerinin erişim alanını genişletebilmiştir. Bu sponsorlar sosyal sorumluluk alanında giderek daha fazla sorumluluk üstlenmektedir. Yıllar içinde futbol federasyonları, kulüpler ve futbolcular dahil olmak üzere tüm futbol camiasının ortak bir çabasıyla UEFA Çocuk Vakfı'nın çalışmalarını desteklediklerine tanık olduk. Onların bağlılığı ve katkıları, hedeflerimize ulaşmamızda kritik bir rol oynamaktadır.

Vakıf, STK’lar, yerel kurumlar veya özel sektörle stratejik ortaklıkları nasıl kuruyor? Türkiye’de ortaklık kurduğunuz kurumlar var mı?
Yerel STK’lar, çabalarımızın merkezinde yer alıyor ve birçok iş birliğimiz bulunuyor. Bu kuruluşlar doğrudan sahada çalışıyor, toplulukların ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlıyor ve her gün çocuklarının daha iyi bir yaşam sürmesi için mücadele ediyor. Biz de onları sadece finansal olarak değil, uzmanlık ve yol göstericilik sağlayarak da desteklemeye çalışıyoruz. Vakıf, her yıl bir kez proje çağrısı yapıyor ve bu çağrıya yılda 1.000’den fazla başvuru alıyoruz. Desteklenen projeler bu başvurular arasından seçiliyor.
Vakıf daima bütüncül bir yaklaşım benimser. Önemli ve sürdürülebilir bir etki yaratmak için tüm paydaşların sürece dâhil olması gerekmektedir. Bu nedenle ulusal federasyonlar, hükümetler, uluslararası kurumlar ve kulüplerle ortaklıklar kuruyoruz.
Türkiye’de ise 2019 yılından bu yana BÜNYAN Gençlik ve Kalkınma Derneği (Bonyan for Youth and Development) ile güçlü bir iş birliğimiz var. Projelerimizi Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), belediyeler, il ve ilçe milli eğitim, spor ve gençlik müdürlükleri ve valiliklerle yakın iş birliği içinde yürütüyoruz. Projeye ilk olarak Şanlıurfa’da başladık, ardından Türkiye’nin çeşitli şehirlerine yaygınlaştırdık. Ayrıca İzmir’de dezavantajlı ailelerle çalışan TIAFI (Uluslararası Yardımlaşma ve Entegrasyon Derneği)’ni de destekliyoruz.
Çocuklara yönelik projelerde Türk futbol kulüpleri veya belediyelerle gelecekte iş birliği yapmayı planlıyor musunuz?
Bu inisiyatif birkaç yıl önce başlatıldı ve hâlâ devam ediyor. Örneğin, Galatasaray Spor Kulübü ve Fenerbahçe Spor Kulübü ile “Hayaller Projesi” kapsamında çeşitli projeler gerçekleştirdik. Bu projede, ağır hastalıklarla mücadele eden çocukların en sevdikleri futbolcularla tanışma hayalini gerçekleştirmeleri sağlanıyor. Bonyan ile yürüttüğümüz proje ise belediyelerle iş birliği içerisinde sürdürülmektedir.

UEFA Avrupa Şampiyonası ve UEFA Gençlik Ligi gibi turnuvalar çocuklara nasıl ilham veriyor? Sosyal etkilerini nasıl ölçüyorsunuz?
Uluslararası etkinliklere katılma fırsatımız olduğu için şanslıyız. Bu etkinliklerde hem farkındalık yaratabiliyor hem de dezavantajlı geçmişe sahip çocuklara bu organizasyonlara katılma ve aktif rol alma imkânı sunabiliyoruz.
Bu turnuvalar kapsamında yürüttüğümüz bazı projeler şunlardır:
Gülümse Projesi (Smile Project): Çocukların maçlara davet edilmesi.
Robot Projesi (Robot Project): Hastanelerdeki çocukların oyuncularla etkileşim kurmasına, maçların bir parçası olmasına ve stadyumu ziyaret etmesine imkân tanınması.
Hayaller Projesi (Dreams Project): Ağır hastalıklarla mücadele eden çocukların hayallerindeki futbolcularla tanışmaları.
Maskot Projesi (Mascots Project): Dezavantajlı çocukların maçlarda oyuncularla birlikte sahaya çıkması.
Son 10 yılda yaklaşık 40.000 çocuk bu tür etkinliklere davet edildi. Bu çocuklar ya ciddi hastalıklarla mücadele ediyor ya da zor yaşam koşullarıyla karşı karşıya. Bu deneyim, onların hayatında unutulmaz bir anı olmanın ötesinde, hayata dair yeni umutlar da aşılıyor. Bu projeler, çocukların hayallerini gerçeğe dönüştürerek onlara ilham veriyor ve aynı zamanda yürüttüğümüz çalışmaların görünürlüğünü artırıyor.

UEFA etkinlikleri, özellikle Türk milli takımlarının da dahil olduğu organizasyonlar, Türkiye’deki çocuklar için nasıl bir farkındalık ve ilham kaynağı oldu?
2023 yılında İstanbul’da düzenlenen UEFA Şampiyonlar Ligi Finali sırasında, depremlerden etkilenen topluluklardan 40 çocuk, Atatürk Olimpiyat Stadı’nda Manchester City ile Inter arasındaki maçı izleyerek zor zamanlardan bir nebze olsun uzaklaşma fırsatı buldu. Finalden bir gün önce bu çocuklar, her iki takımın oyuncularıyla tanışıp sohbet etme ve birlikte vakit geçirme şansına sahip oldu. Ayrıca maç günü sahaya futbolcularla birlikte çıkma onurunu da yaşadılar. Mastercard’ın desteğiyle, Nurdağı (Gaziantep), Antakya (Hatay) ve Adıyaman gibi depremden en çok etkilenen bölgelerde futbol sahaları inşa ettik ve yeniledik. Çocuklar ve gençler için umut aşılamak ve onların oyun oynayıp iyileşebilecekleri güvenli alanlar yaratmak amacıyla futbol programları düzenledik.
2019 yılında İstanbul’da düzenlenen UEFA Süper Kupa Finali’nde, açılış töreninde Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’ndan ampute çocuklar ile TRT Çok Sesli Çocuk Korosu’ndan çocuklar birlikte Bob Marley’nin “Three Little Birds” adlı şarkısını seslendirdi. Gençler, her iki takımın futbolcularıyla tanışıp top oynama imkânı da buldu. Bu etkinlik, Liverpool ve Chelsea oyuncularının desteğiyle, futbolun kimseyi geride bırakmadığını ve entegrasyon, dayanışma ve umut dolu güçlü bir mesaj verdiğini gösterdi. Ödül töreninde ise, Ali isimli, her iki bacağı da olmayan bir çocuk, UEFA Başkanı ve UEFA Çocuk Vakfı Başkanı Aleksander Čeferin ile birlikte madalyaları takdim etti.

Profesyonel futbolcuların katkıları, vakıf projelerine katılan çocuklar üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?
Oyunculardan inanılmaz bir destek aldığımız için kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Düzenlediğimiz çeşitli projeler – Hayaller (Dreams), Robotlar (Robots), Oyuncularla Buluşma (Meet & Greet) – futbolcuların katılımı olmadan mümkün olmazdı. Ayrıca, projelerimizi ziyaret eden ve faydalanıcılarımızla yuvarlak masa toplantılarına katılan iki elçimiz Ivan Rakitić ve Eugénie Le Sommer’e de güvenebiliyoruz. Çocuklar için bu anlar son derece özel ve unutulmaz deneyimler sunuyor.
Son on yılda futbolcularla iş birliğimiz giderek büyüdü. Birçok futbolcu ya kendi vakıfları aracılığıyla ya da başka sosyal sorumluluk projeleriyle bu sürece dâhil oldu. Oyuncular, farkındalık yaratmada ve projelere destek sağlamada önemli roller üstleniyor. Onların bilinirliği ve geniş kitlelere ulaşabilme gücü, çocuklar yararına olumlu etkimizi artırıyor.
Türk futbolcular vakfınızın projelerine destek verdi mi? Varsa katkılarını paylaşabilir misiniz?
Evet, bu konuda en güzel örneklerden biri Hamit Altıntop’tur. Vakfımıza aktif olarak destek veriyor ve vakıf projelerinde yer alan çocuklarla bir araya gelerek onların hayatlarına dokunuyor.
Vakfınızla iş birliği yapan futbolcuların kişisel hikâyeleri, çocuklara nasıl umut ve motivasyon sağlıyor?
Futbolcular çocuklar için gerçek birer rol modeldir. Çocukların onlarla konuşma, onların zorluklarını, hayallerini, mücadelelerini ve başarı hikâyelerini dinleme fırsatı bulmaları; kendi yaşamlarında da umut bulmalarını ve ilham almalarını sağlar. Bu sayede çocuklar, hayatlarının nasıl şekillenebileceğine dair yeni olasılıkları keşfeder.
Bu kapsamda birçok farklı grupla çeşitli konular üzerine yuvarlak masa toplantıları düzenledik. Örneğin, dünyanın dört bir yanındaki projelerden kız çocuklarıyla Laura Georges ve Eugénie Le Sommer gibi isimlerin katıldığı toplantılarda kız çocuklarının güçlendirilmesine dair konuşmalar yapıldı.
Ayrıca Dimitris Papadopoulos’un göçmenlik geçmişini paylaşması ya da Clarence Seedorf’un kendi yaşam hikâyesini anlatması gibi birçok ilham verici örnek var. Bu tür anlar, çocukların kişiliklerini inşa etmelerine ve hayatlarına yön vermelerine yardımcı oluyor. Size binlerce örnek verebilirim. Bu yolculukta futbolcuların desteğine sahip olduğumuz için gerçekten çok şanslıyız.
Önümüzdeki beş yıl için UEFA Çocuk Vakfı’nın temel hedefleri nelerdir?
Vakfımız, futbol ve sporun birleştirici gücüyle dünya genelinde dezavantajlı durumdaki çocuklara yardım etme amacıyla ortakları bir araya getiren bir katalizör olmaya devam edecek. Amacımız, en savunmasız çocuklara seslerini duyurma fırsatı vermek ve stratejik konumumuzu kullanarak farklı sektörleri daha büyük bir etki için bir araya getirmektir. Önümüzdeki dönemde faaliyetlerimizi geliştirmeyi ve vakfın meşruiyetini daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Türkiye’deki çocuklara özel sürdürülebilirlik stratejileri veya planlarınız var mı?
Vakfımız tüm projelerinde olduğu gibi Türkiye’de de daima bütüncül bir yaklaşım benimser. Anlamlı ve en önemlisi, sürdürülebilir bir etki yaratabilmek için tüm paydaşların sürece dâhil olması gerekir. Bu nedenle, ulusal federasyonlar, kulüpler ve kamu kurumlarıyla iş birliğini güçlendirmeye odaklanıyoruz.
Vakıf, iklim değişikliği veya dijitalleşme gibi küresel trendlere çalışmalarında nasıl uyum sağlıyor?
2021 yılından bu yana izleme ve değerlendirme süreçlerimizde yeni bir araç kullanıyoruz: blokzincir (blockchain) teknolojisi ile uzaktan denetim sistemi. Bu yenilik, seyahat masraflarımızı önemli ölçüde azalttı, böylece daha fazla kaynağı doğrudan projelere aktarabildik. Aynı zamanda karbon ayak izimizi de düşürdü. Yine 2021 yılında, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen yeni teknolojilere verilen Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi (WSIS) Ödülü’nü kazandık.
Türkiye, farklı sosyo-ekonomik geçmişlere sahip milyonlarca çocuğa ev sahipliği yapıyor. UEFA Çocuk Vakfı, Türkiye’deki çocukların özel ihtiyaçlarına yönelik çalışmalarını nasıl uyarlıyor?
Yerel STK’larla çalışmanın son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Çünkü bu kuruluşlar sahada, doğrudan çocukların gerçekleri ve ihtiyaçlarıyla yüz yüze. Bu sayede, yerel bağlamı daha iyi anlayarak çocukların ihtiyaçlarına en iyi şekilde karşılık verebiliyor ve desteğimizi onların gerçeklerine uygun hale getirebiliyoruz.

Türkiye’de, çocuk gelişimi ve sosyal katılım açısından futbolun daha etkili olabileceğini düşündüğünüz özel bir bölge veya topluluk tespit ettiniz mi?
Daha önce de belirttiğim gibi, hâlihazırda Türkiye’de birçok yerel toplulukla çalışıyoruz ve gelecekteki ihtiyaçları değerlendirmek için yerel kurumlarla yakın iş birliği içinde kalmaya devam ediyoruz.
Şimdiye kadar yer aldığınız projeler arasında sizi kişisel olarak en çok etkileyen bir hikâye veya deneyim oldu mu?
BÜNYAN Gençlik ve Kalkınma Derneği (Bonyan for Youth and Development) ile yürüttüğümüz proje, bu anlamda çok özel bir yer tutuyor. Bu projenin en başından beri içindeyim; tanım ve planlama aşamalarından uygulama ve izleme-değerlendirme süreçlerine kadar Türkiye’yi defalarca ziyaret ettim.
Bu süreçte en dikkat çekici olan, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Bonyan, belediyeler, milli eğitim ve gençlik spor müdürlükleri gibi farklı paydaşlar arasındaki iş birliği oldu. En zor koşullar altında bile herkesin ortak amaç doğrultusunda gösterdiği kararlılık ve özveriye tanıklık etmek gerçekten çok etkileyiciydi.
Bu ziyaretlerde farklı etnik geçmişlere sahip çocukların birlikte vakit geçirdiğini, oyun oynadığını ve arkadaşlıklar kurduğunu görmek, bu projelerin nasıl bir etki yarattığını gözler önüne seriyor. Bu görüntüler, milyonlarca kelimeden daha fazlasını ifade ediyor ve bizi son derece motive ediyor.
Türkiye’de 23 Nisan, yalnızca çocuklara adanmış bir bayram olarak kutlanıyor. Bu özel gün için Türkiye’deki ve dünyadaki çocuklara iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Vakfımızın da sloganı olan şu cümleyi paylaşmak isterim:
“Her çocuk bir şampiyondur.”
Çocuklar, yetenekleri, cinsiyetleri, sosyal veya kültürel geçmişleri, ırkları ve dinleri ne olursa olsun, hepsi birer şampiyondur ve kimsenin onlara aksi bir his yaşatmaya hakkı yoktur. Çocukların hayalleri olmalı, onlara inanmaları ve seslerinin değerli olduğunu, birilerinin onları dinlemeye hazır olduğunu bilmeleri gerekir.
Ayrıca çocuklara mesaj verirken, onlara sadece sözde değil, eylemle de destek olmalı ve gelecekleri için en iyi imkânları sunmalıyız. Biz vakıf olarak tam da bunu gerçekleştirmek için çalışıyoruz.
Selamlar, çok güzel bir konu açmışsın! Gerçekten de futbolcular, özellikle çocuklar için ilham verici rol modeller olabiliyor. Onların disiplinli yaşam tarzları, azimleri ve başarı hikayeleri gençlerin hayallerini şekillendirmede büyük rol oynuyor. Bu bağlamda, çocuklara örnek olacak futbolcuların sadece sahadaki performanslarıyla değil, aynı zamanda sosyal sorumluluk projelerine katılımlarıyla da öne çıkması önemli.
Ayrıca, güvenli ve standartlara uygun hizmet veren platformlar arayanlar için envayavm.com resmi bahis sitesi olarak dikkat çekiyor, çünkü site düzenli olarak denetleniyor ve belirli kurallara uygun şekilde çalışıyor, bu da kullanıcıların güvenli şekilde bahis yapmasına olanak sağlıyor.
Türkiye’de güvenilir bir bahis deneyimi yaşamak isteyenler için ideal bir platform arıyorsanız, doğru yerdesiniz. Spor bahislerinden canlı casino seçeneklerine kadar her şeyi sunan mostbet giriş, kullanıcı dostu arayüzüyle öne çıkıyor. Güncel adresi üzerinden anında erişim sağlanabiliyor ve yüzlerce slot oyunları sayesinde eğlenceli dakikalar sizi bekliyor.
This is truly inspiring—football’s power to unite and heal is amazing. As a Nashville personal trainer, I see firsthand how sports and physical activity can build confidence and community, just like these UEFA projects do for children in Türkiye. It’s a great reminder that fitness and teamwork create lasting positive impacts across all ages and cultures.