Yazı: Alper Erdem
Futbol kamuoyu, geçtiğimiz günlerde Paul Pogba hakkında kardeşi Mathias Pogba’nın dile getirdiği iddiaları konuştu.
Mathias Pogba, kişisel sosyal medya hesaplarından İspanyolca, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca dillerinde bir video yayımladı. Videoda şu sıralarda Juventus’ta sakatlığını atlatmaya çalışan Paul Pogba’nın milli takımdan arkadaşı Kylian Mbappe’ye büyü yaptırdığı iddiaları büyük ses getirdi.
Mathias Pogba, kardeşinin Kylian Mbappe’yi bir büyücü aracılığıyla lanetlediğini ve kendisini ise hapse göndermek için aynı yola başvurduğunu iddia etti.
Paul Pogba’nın avukatı ise Mathias Pogba’nın bu açıklamalarının bir sürpriz olmadığını ve kendisinin, Fransız milli oyuncuya 13 milyon euro’luk şantajda bulunan bir çetenin etkisinde olduğunu savundu.
Söz konusu iddialarda adı geçen Kylian Mbappe ise, Pogba’nın kendisine büyü yaptığına inanmadığını ve takım arkadaşına güvendiğini açıkladı.
Büyü ve Futbol İlk Kez Buluşmuyor
Paul Pogba’nın Kylian Mbappe’ye büyü yaptırdığı iddiaları, futbol ile mistik olayların yan yana geldiği ilk örnek değildi.
FourFourTwo UK’den James Horncastle’ın derlemesinde bahsettiği üzere daha önce Fransa milli takım teknik direktörü Raymond Domenech’in de oyuncularını seçerken burçlardan yararlandığı biliniyordu.
Bu durumu Euro 2008 hazırlıkları sürecinde kendi ağzından anlatan Domenech, “Savunmada aslan burcu bir futbolcum varsa her zaman tetikte olurum. Çünkü onun gösteriş yapmak isteyeceğini ve bunun bir yerde bize pahalıya patlayacağını bilirim.” diyerek herkesi şaşırtmıştı.
Buna karşın Fransız futbolseverler, mistik olaylara ilişkin iddialar alışmışlardı. Çünkü daha önce 2002 Dünya Kupası’nda Senegalli büyücülerin, milli takımlarıyla Fransa arasında oynanacak maç öncesinde Fransız futbolculara bir çeşit büyü yaptığı ve bu sebeple Fransa takımının turnuvada başarısız olduğu iddia edilmişti.
Afrika kaynaklı büyücülük iddiaları bu olayla da sınırlı değildi. ESPN’den Nick Miller’ın anlattığı Burkina Fasolu “cadı doktor”, 90’larda çoğu Afrika ülkesi için milli takımların kadrolu elemanlarından sadece biriydi.
Öyle ki tarihçi Murat Bardakçı’nın derlemesine göre 1995 Afrika Kupası şampiyonu Güney Afrika’nın da bir adet “cadı doktor” bulundurduğu ve bu kişinin tüm takımı günler boyunca özel bir ritüelle maça hazırladığı aktarıldı. Final maçında Fildişi Sahilli oyuncuların sakatlıklarını ve kötü performanslarını Güney Afrikalı büyücülerin “hikmetine” bağlayan birçok kişi vardı.
Bu olaydan 3 yıl önce ise 1992’de, Fildişi Sahili Spor Bakanı tarafından kiralanan büyücülere paraları ödenmeyince büyücüler, takıma şimdiye kadar yaptıklarının zıttı büyüler uyguladıklarını iddia ettiler. Fildişi Sahili kupadan elenirken, dönemin Spor Bakanı ülkede bir hayli konuşuldu.
İtalya’da En Üst Seviyede Büyülere Güvenildi
İtalya, 2002 Dünya Kupası’na teknik direktör Giovanni Trapattoni önderliğinde hazırlanırken turnuva boyunca İtalyan teknik direktörün elindeki suyu sürekli stadyuma dökmesi gündem olmuştu.
İtalyan medyası daha sonra Trapattoni’nin Papa’ya kutsal su okuttuğunu ve her önemli anda bu suyu stadyuma şans getirmesi için döktüğünü iddia etti. İtalya’daki kutsal su uygulaması, 2006 Dünya Kupası’nda da devam etti ve Trapattoni bunun üzerine “Tanrı tarafsızdır. Ben bir Katolik ve bir dindarım bunu herkes biliyor.” yorumunu yaptı.
Öte yandan belki de hiçbir teknik direktör büyücülere İsveçli Nils Liedholm kadar güvenmedi. Kariyerinde hem AS Roma hem de AC Milan ile İtalya Serie A’yı kazanmayı başaran ve AS Roma ile 3 tane de İtalya Kupası alan Nils Liedholm’un ekibinde bir kadrolu büyücü vardı.
İddialara göre Liedholm, ismi Mario Maggi olan bu büyücüden maçlardan önce oyuncularının form durumları ve sakatlıklarıyla ilgili görüşler alırdı. Öyle ki Mario Maggi’nin bir oyuncunun maç gününde düşük enerjide olacağını söylemesi, yine iddialara göre zaman zaman Liedholm’un kadro tercihlerini bile etkilerdi.
Kariyerindeki en başarılı dönemi AS Roma’da geçiren İsveçli teknik direktör, takımının Liverpool ile oynayacağı Avrupa Kupası final maçından önce de Mario Maggi’ye danıştı. Mario Maggi, Liedholm’a takımının finali kaybedeceğini ve takımın oyuncularından Francesco Graziani’ye penaltı kullandırmamasını söyledi.
Buna rağmen Liverpool karşısında penaltı kullanan ve vuruşunu direğe nişanlayan Graziani, AS Roma’nın finali kaybetmesinin ana sorumlusu olarak görüldü. Nils Liedholm ise kaybedilen maçın faturasını Mario Maggi’ye kesti. Yıllar sonra İtalyan basınına röportaj veren Maggi, Nils Liedholm’un o maç yüzünden kendisiyle 2 yıl küs kaldığını söyledi ve bir bakıma tüm iddiaları onaylamış oldu.
Comments