Yazan: Alper Erdem
Bundan 36 yıl önce, 6 Kasım tarihinde Manchester United yeni teknik direktörünü kamuoyuna tanıtıyordu. O günlerde Manchester’ın kırmızı tarafındaki taraftarların şampiyonluk kutlaması yaptığı en son tarih 1967 idi. Geride kalan yıllarda United taraftarları Liverpool’un İngiliz futbolundaki asla bitmeyecek gibi görünen dominasyonunu izliyorlardı.
45 yaşındaki İskoç, Manchester United’a imza attığında onun ismini bilen çok sayıda taraftar vardı. İskoçya’da Aberdeen gibi mütevazi bir takıma yaşattığı dönüşüm, Alex Ferguson ismini tüm Avrupa’ya duyurmuştu.
1978’de ilk büyük sınavı olarak görülen Aberdeen teknik direktörlüğüne başladığında, birçokları İskoç kulübünün muhtemelen gelecek vaat eden bir isim ile anlaştığını düşünüyordu. Elbette o günlerde kimse Alex Ferguson’un tarihin en büyük teknik direktörlerinden biri olacağını tahmin edemezdi.
Buna karşın 1982/83 sezonunun sonunda Kupa Galipleri Kupası’nda Real Madrid’e karşı finalde kazandıklarında, Alex Ferguson’un isminin önüne Avrupa şampiyonu sıfatı eklenmişti. Üstelik Alex Ferguson, saha içi taktiklerindeki ustalığını saha dışında da göstermeye başlamıştı. Final maçından önce Real Madrid Teknik Direktörü Alfredo Di Stefano’nun kapısını bir şişe viskiyle çalıp, ona olan hayranlığından bahsetmesi, akıl oyunlarını oynamaktaki hünerlerini de gösteriyordu.
Aberdeen kariyerini sonlandırdığında kişisel koleksiyonunda kulüple kazandığı 10 kupa duruyordu. Ferguson’un bir sonraki adımının Avrupa’nın dev kulüplerinden birine doğru atılacağı bu kez oldukça tahmin edilebilir bir durumdu.
Liverpool’un Seçimi
1983 yılında Alex Ferguson’un ilk adresi -şu an her ne kadar imkansızmış gibi gözükse de- Liverpool olmuştu. Premier League’de zirvenin sahibi olan ve her geçen yıl rakipleriyle arasındaki farkı açan Liverpool, Alex Ferguson ismini değerlendirdi. Buna karşın kulübün tercihi, aynı zamanda bir Liverpool efsanesi olan Kenny Dalglish oldu.
Alex Ferguson bu tercihin ardından bir süre inzivaya çekildi. Onun tekrar sahneye çıkması ise 1985 yılında İskoçya Milli Futbol Takımı’nın teknik direktörlüğüne getirilmesiyle oldu. Futbola geri döndüğünü ilan eden İskoç menajer, 10 maçlık kısa milli takım macerasının ardından futbol tarihini değiştireceği kulübe katılmak için yola çıktı.
Manchester United, onunla birlikte büyük bir değişim geçirecekti. Alex Ferguson’un göreve getirilişi sadece İngiliz futbolunda değil, Avrupa futbolunda da dengeleri değiştiren bir hamleydi. Ancak United günleri, Ferguson için pek de iyi başlamadı.
Öyle ki ilk yıllarında Old Trafford tribünlerinin en popüler tezahüratlarının bazılarının içinde “Fergie Dışarı!” sözleri geçiyordu.
“Hayat Liverpool İçin Değişecek”
“Her şey ortaya doğru bir hedef koyabilmekle başlar. Ben hiçbir zaman iyi bir takım inşa etmeyi hedeflemedim, her zaman iyi bir kulüp inşa etmek için gayret gösterdim.”
Alex Ferguson’un kendi ağzından mantalitesini anlattığı bu sözler, aslında onun Manchester United’da yarattığı kültür hakkında oldukça net ipuçları veriyordu.
United’da ilk 2 sezonunda yaşadıklarının ardından 1988 yılında Alex Ferguson hedefini belirlemişti. İngiliz futbolunda tahtta Liverpool oturuyordu. Manchester United’ın hedefi, Liverpool’u tahtından indirmekti:
“Bu benim için sadece bir iş değil. Bu bir görev. Oraya varacağız ve inanın bana; bu olduğunda hayat Liverpool için değişecek. Hem de kökten.”
80’ler sona erip 90’lar başladığında Manchester United’ın ligde sadece 7 şampiyonluğu vardı. Buna karşın Liverpool müzesindeki 18 şampiyonluk kupasını gururla sergiliyordu.
Ancak Manchester United’da bir şeylerin değişmeye başladığı yıllar da 90’ların başına denk geliyordu. Kulüp önce Alex Ferguson liderliğinde Kupa Galipleri Kupası’nı Barcelona’ya karşı kazandı. Bu kupa, Ferguson’un Manchester United müzesine koyduğu ilk büyük kupaydı.
Bu şampiyonluktan sonra takım gelişmeye devam etti ve bu gelişimin bir parçası olarak 1992/93 sezonu başında Leeds United’ın “sorunlu” futbolcusu Eric Cantona kadroya katıldı.
7 numaralı formayı ikonikleştiren Cantona, Ryan Giggs (18), David Beckham (17), Paul Scholes (17), Nicky Butt (17) ve Gary Neville (17) gibi genç isimlere katıldı. 92 Sınıfı olarak adlandırılacak bu takım, Alex Ferguson’un elinde İngiliz futbolunda yeni bir dönemi başlattı.
1992/93 sezonu sonunda Manchester United taraftarları, 26 yıl aradan sonra bir lig şampiyonluğu kazanmanın sevincini yaşıyorlardı. Ancak Alex Ferguson o günlerde bile gelecek başarıların planlarını yapıyordu. İskoç teknik direktörü daha sonra otobiyografisinde o zamanları şu sözlerle anlatacaktı:
“Lig şampiyonluğunu 1993’te ilk kez kazandığım zaman takımımın gevşemesini istemedim. Bunun düşüncesi bile beni dehşete düşürmüştü. Sürekli ileri gitmeye, daha da güçlü hale gelip iddiamızı sürdürmeye kararlıydım. 1993 kadrosuna şöyle demiştim: Bazı insanlar tatile çıktığı zaman sadece Glasgow sahilinden kırk kilometre uzaktaki Saltcoats’a gitmek ister. Bazıları onu bile yapmak istemez. Evde oturmaktan veya parktaki kuşları, ördekleri seyretmekten mutluluk duyarlar. Bazılarıysa aya gitmek ister. Her şey insanların tutkusuna bağlıdır.’’
Alex Ferguson bir kere tahtı sallayabileceğini göstermişti. Manchester United, 1998/99 sezonuna kadar 6 sezonun 5’inin şampiyon tamamlamayı başarmıştı. İngiliz futboluna artık onlar hükmediyordu.
1998/99 sezonunun sonu ise birçok açıdan futbol tarihine geçecek cinstendi. O sezon FA Cup ve Premier League şampiyonu olan Manchester United, UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde Bayern Münih’in elinden kupayı dakikalar içinde almıştı.
Tek sezonda alınabilecek 3 büyük kupa Manchester United’ın müzesindeydi. Bu başarılar, Alex Ferguson’u İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in karşısına çıkarmış ve ona “Sir” unvanını getirmişti.
Amacını Gerçekleştirdi
Sir Alex Ferguson, Manchester United’ın başına geldiğinde söylediğini gerçekleştirdi. Öyle ki 1992/93 sezonundaki ilk Manchester United şampiyonluğunun ardından Liverpool, 2019/20 sezonuna kadar bir daha Premier League’i kazanamadı.
Liverpool’un hegemonyasının yerini Manchester United’ın şampiyonluklarla geçen sezonları almıştı. Sir Alex Ferguson, artık herkesin yenmek istediği “o” takımın başındaki “o” adam olmuştu.
2012/13 sezonunda takımını bir kez daha (13.kez) şampiyon yaptığında Manchester United, toplam şampiyonluk sayısında Liverpool’un önündeydi.
Sahneden çekilme sırası geldiğinde, geride kazandığı kupalar, yetiştirdiği büyük yıldızlar, zamanı geldiğinde takımdan gönderdiği futbolcular ve büyük bir efsane kalmıştı.
Teknik Direktörlük Sonrası Dönem
Sir Alex Ferguson’un teknik direktörlük döneminde aldığı övgüler, o koltuğundan kalktıktan sonra da devam etti. Çünkü Manchester United, onun ardından Premier League’de şampiyonluğu 1 kez bile kazanamadı. Üstelik takım, birçok sezonda UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılmakta bile zorlanır hale geldi. Tüm bunlar İskoç efsanenin aslında ne kadar büyük bir iş başardığını her geçen yıl kanıtlıyordu.
Alex Fergosun’dan sonra Manchester United, onun da işaret etmesiyle takımın başına David Moyes’u getirdi. Moyes dönemindeki başarısızlık bir geçiş süreci olarak yorumlandı. Ardından Louis van Gaal ile daha tecrübeli bir isim denendi.
Manchester United ile Premier League’de Ferguson sonrası dönemde en yüksek başarıyı Jose Mourinho yakaladı ve Mourinho, Manchester United ile ligi ikinci bitirmeyi başardı. Portekizli menajer daha sonra, ışıltılı kupa koleksiyonuna rağmen bu ikinciliğin kariyerindeki en zorlu görev olduğunu iddia edecekti.
2018’de takımın başında Sir Alex Ferguson’a 1999 UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazandıran eski futbolcusu Ole Gunnar Solskjaer geçti. İskoç menajerin eski öğrencisi, Ferguson’dan sonraki dönemde kulüpte en uzun süre kalan isim oldu. Buna karşın Norveçli genç teknik direktör de başarıyı getiremedi.
Ralf Rangnick ile yeniden yapılanma süreci ise sadece 179 gün sürdü. Kulüp, bu sezon başında takımın başına Erik ten Hag’ı getirdi.
Alex Ferguson’un kulüpteki etkisine dair en çarpıcı örnek ise 5 Ballon d’Or sahibi Cristiano Ronaldo’nun 2021/22 sezonu başında transfer edilmesiydi. O dönemde Manchester City’e katılacağı söylenen Portekizli yıldızı, Manchester’ın kırmızı tarafına dönmesi için ikna eden ismin Alex Ferguson olduğu iddia edilmişti.
Alex Ferguson, kulüpteki danışmanlık görevini sürdürürken hala daha Manchester şehrindeki en güçlü futbol figürü konumunda.
Comments