Yazı: Alper Erdem
Milli takım teknik direktörlüğü ile kulüp takım teknik direktörlüğü birbirlerinden farklı gereksinimlere ihtiyaç duyan ve farklı sorumlulukları olan pozisyonlardır.
Profesyonel sevide görev yapan teknik direktörlerin birçoğu kulüp takımlarıyla görevlerini sürdürürken bu isimlerden pek azı ülke milli takımlarını çalıştırabilirler. Bu yönüyle bakıldığında oldukça prestijli bir konum olan milli takım teknik direktörlüğü, futbol sahnesinden görece uzak kalınması bakımından ise bazı dezavantajlar taşır.
Milli Takım Teknik Direktörleri Sahadan Uzak Kalıyorlar
Milli takım teknik direktörleri, birçok ülkede “seçici” olarak adlandırılıyorlar. Ülkelerinin oyuncu havuzundaki en ideal isimleri seçmekle görevli olan teknik direktörler, yılın büyük bir bölümünü tribünlerde potansiyel oyuncularını izlemekle ve bu seçime hazırlanmakla geçiriyorlar.
Örneğin son dünya şampiyonu Fransa’nın teknik direktörü Didier Deschamps’ın, 2012’den beri yürüttüğü görevinde bugüne kadar 130 kez sahaya çıktığı görülüyor. Yaklaşık 10 senelik süreçte bu kadar az sayıda maça çıkan Didier Deschamps’ın aksine Liverpool teknik direktörü Jürgen Klopp’un yaklaşık 7 senelik süreçte 388 maça çıkması, kulüp takımı çalıştırmakla milli takım çalıştırmanın arasında en azından iş bölümü noktasında büyük bir fark olduğunu gösteriyor.
Kulüp takımında çalışan bir teknik direktör yıl içinde transferlerden, sözleşme görüşmelerine; haftalık rakip analizlerinden antrenman düzenlerine takımının hemen hemen her şeyiyle ilgilenirken milli takım çalıştıran isimler için kamp dönemleri bile oldukça kısıtlı sürede gerçekleşiyor.
Milli Takım Baskısı
İngiltere milli takımının Euro 2020’yi finalde kaybetmesinin ardından “hala” Ada basınında teknik direktör Gareth Southgate’e yönelik eleştiriler bulunuyor.
Bu konuya geçtiğimiz günlerde dikkat çeken ve eleştirilerin haksız olduğunu ifade eden Jack Grealish, İngiltere milli takımının başarılı sonuçlarına karşın Southgate’in gerekenden “sert” şekilde eleştirildiğini ifade etmişti.
Milli takım teknik direktörleri, kulüp takımlarında çalışan meslektaşlarının aksine, bir kulübün ya da kısıtlı sayıdaki bir grubun değil; bütün bir ulusun eleştirilerinin merkezinde yer alıyorlar.
Bu da işin baskısının yüksek olmasına ve başarısızlığa uzun süre tahammül edilmemesine yol açıyor. Bunun temelinde ise milli takım teknik direktörünün bütün bir ülkenin sorumluluğunu taşıdığı inancı yatıyor.
Elit Teknik Direktörler Milli Takım Çalıştırır Mı?
Özellikle Avrupa futbolunda kulüplerle birçok başarı kazanan Roberto Mancini, Hansi Flick ve Luis Enrique gibi isimler, an itibariyle ülkelerinin milli takımlarında görev alıyorlar.
Yoğun geçen kariyerlerinin ardından milli takımlarıyla daha az maça çıkan isimler buna karşın dünya futbolunda rekabetin uzağında kalmış gözüküyorlar. Örneğin Bayern Münih’te çalıştığı süreçte her hafta Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki medyanın manşetlerinde yer alan Hansi Flick, bugünlerde sadece büyük turnuvalar öncesinde veya özel dosyalarla haber oluyor.
Hal böyleyleyken milli takım çalıştırmanın dezavantajlı yanlarına rağmen Pep Guardiola gibi üst düzey bir teknik direktörün bile kariyerine milli takım antrenörlüğü eklemek istediği biliniyor. Özellikle Dünya Kupası, Avrupa Futbol Şampiyonası ve Kupa Amerika’nın yüksek prestijinin bu istekte büyük rol oynadığı iddia belirtilirken, Guardiola’nın “Avrupa Şampiyonası, Dünya Kupası veya Kupa Amerika’da yer alan bir takım çalıştırmak istiyorum” sözleri de bu iddiaları destekliyor.
Her İki Tarafı Birlikte Yürüten İsimler Var
Milli takım teknik direktörlüğü ile kulüp takımında çalışmanın arasındaki farklara karşın, bu iki görevi birlikte yürüten isimler de var.
Daha önce Ukrayna Milli Futbol Takımı ve Dinamo Kiev’i birlikte çalıştıran Valeriy Lobanovskyi, Manchester City ve Galler’de aynı anda görev yapan Mark Hughes, Chelsea ile Rusya’nın teknik direktörlüğünü yürüten Guus Hiddink ve AZ Alkmaar ile Belçika’da çalışan Dick Advocaat bu isimlerin başında geliyorlar.
Türkiye’de ise Mustafa Denizli’nin 1987’de ve Fatih Terim’in ise kısa sürede olsa 2013’te hem kulüp takımı hem de Türkiye A Milli Futbol Takımı’nı beraber çalıştırdıkları biliniyor.