top of page

Kim Kazanır?


19. yüzyılda, sınıf ayrımının zıt taraflarında bulunan iki futbolcu, profesyonel ve kişisel çalkantılara rağmen bu oyunu ve İngiltere'yi ebediyen değiştirir.
Bu dramada, "Downton Abbey"nin yaratıcısı ve "Gosford Park"ın senaristi Julian Fellowes'un imzası var.

Hayatınızın ilk dönemlerini izlemek ister miydiniz? İlk annenizi gördüğünüzü, ilk adımınızı ya da ilk düşüşünüzü… İnanılmaz olurdu değil mi? Peki ya uğruna ertesi gün okula gitmemeyi göze aldığınız, okul sıralarına 11’ler çizdiğiniz, formalarını giydiğiniz oyunun bebeklik dönemlerini izlemek ister miydiniz? Kesin isterdiniz… İşte 11 Mart sabahı telefonumda gördüğüm bildirim bende bu duyguları yaşattı. The English Game’in fragmanını izlediğimde sonunda dedim, işte benim dizim başlıyor.


Dizi, sizi 19. yüzyıl İngiltere’sine, asillerle işçilerin, beyefendilerle avamların ve Şenol Güneş’in o ünlü lafında dediği gibi “Açlarla tokların’ dünyasına götürüyor. Bir yanda oyunu sadece eğlence olarak gören ve amatör kalmasını isteyen asilzadelerle, geleceği gören bir adamın Fergus Suter’in ve bir vizyonerin Arthur Kinniaird’in dünyasına götürüyor. Henüz ofsayt bile yok… ama ofsaytın bile olmadığı futbol dünyasında FA Cup maçları yapılıyor (siz düşünün kupanın itibarını).


Suter, Darwen pamuk fabrikası sahibi ve Darwen Football Club’ın banisi James Walsh tarafından arkadaşı Jimmy Love’la birlikte İskoçya’dan profesyonel futbolcu kimliğiyle getirildiğinde takımın diğer mensupları tarafından pek hoş karşılanmasa da asilzade takımı Old Etonians’la berabere kalmaları ve berabere kalırken de uyguladığı ilginç taktik sayesinde takım arkadaşlarının tam kabulüne ulaşır. Peki bu ilginç taktik ne mi? Pas oyunu… Futbol, emekleme yıllarında meşhur İngiliz sporu olan Rugby’nin hayaletiyle uğraşsa da İskoçlar alan paylaşımı ve pas üzerine bir oyun kurmuşlardı bile.


Rugby, 19. yüzyılın ilk yarısında İngiltere'de kurulan birebir temasa dayalı bir takım sporu

Sistemsiz oyuna bir sistem monte edebilmenin ne kadar zor olduğunu siz düşünedurun, Suten, Walsh’a yeni bazı öneriler getirdiğinde içinizden gerçekten böyle mi oldu acaba diye düşünmekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Derken inanılmaz bir şey oluyor ve futbol endüstrisinin ilk adımlarını görmeye başlıyorsunuz. Bugün senede iki dönem hepimizi heyecanlandıran transfer olgusunun nasıl ortaya çıktığını izlediğinizde oyunu bir kez daha neden sevdiğinizi hatırlayacaksınız. İlk formalar, ilk top, ilk sahalar… Sevdiğiniz birinin bebeklik fotoğraflarına bakmak gibi…


İngilizler dönem hikayelerinde her zaman çok başarılıdır. The Damned United gibi futbol filmleri zaten iyi bir referans noktası varken, dönemin İngiliz yaşantısı, Sanayi Devrimi’nin sancılı süreci, hayatı hep mücadeleyle geçen işçi sınıfının yaşadığı zorluklar… ve tüm bunların karşısında vizyoner fikirler, stadyumlar, oyuncular, formalar ve burada spoiler vermemek için kendini zor tutan bendeniz. Hepimizin aşık olduğu o oyunun bebekliğini nasıl geçirdiğini öğrenmek istiyorsanız çabuk olun, Londra treni hareket etmek üzere…


Belki şu diyalog ne demek istediğimi anlamanıza çok daha iyi yardımcı olabilir:


-Futbol bir iş değil, bir oyundur.

-Bunu hatırlasalar iyi olur…


İyi seyirler…


The English Game | Netflix

1. Sezon

Çıkış yılı: 2020 19. yüzyılda, sınıf ayrımının zıt taraflarında bulunan iki futbolcu, profesyonel ve kişisel çalkantılara rağmen bu oyunu ve İngiltere'yi ebediyen değiştirir.


Yazar: Mehmet Can Bilge

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page