Yazı: Alper Erdem
İngiltere Premier League, dünyanın en çok takip edilen ligi olmasının yanında birçok büyük rekabete de ev sahipliği yaparak futbolseverlerin ilgisini üzerinde topluyor.
TOP 6 olarak adlandırılan 6 büyük kulübün birbirleriyle yaptıkları maçlar, lig rekabeti içerisinde yer alırken bazı özel karşılaşmalar ise rekabetin tarihsel boyutunu da ön plana çıkarıyor.
Bu maçlardan biri olan ve Kuzey Londra Derbisi olarak adlandırılan Arsenal – Tottenham karşılaşması da hem rekabetin seviyesi hem de takımların güncel durumuyla, İngiltere’nin sonucu en merakla beklenen karşılaşmaları arasında yerini alıyor.
İki Takımın Yeri Birbirleri İçin Farklı
Kuzey Londra’nın iki kulübü Arsenal ve Tottenham için birbirleriyle oynadıkları maçlar, diğer tüm rakipleriyle oynadıkları maçlardan daha fazla önem taşıyor.
Zira her iki takım taraftarları da yerel rekabetin de etkisiyle İngiltere Premier League’de ana rakipleri olarak birbirlerini görüyorlar. İki takımın maçlarını yaptıkları stadyumlar arasında sadece 6.4 kilometre olduğu düşünüldüğünde, Arsenal ve Tottenham’ın gerçek bir yerel rekabeti yaşattıkları çok açık şekilde ortaya çıkıyor.
100 Yıla Aşkın Rekabet
İki takım arasındaki rekabette ilk maç her ne kadar 1887’de oynansa da (Arsenal’in o zamanki adı Woolwich Arsenal) Arsenal – Tottenham arasındaki çekişmenin, Arsenal’in 1913’te ünlü Highbury Stadyumu’na taşınmasıyla başladığı ve rekabetinin daha ateşli bir hal aldığı belirtiliyor.
İki takımın birbirlerinin en yakın komşuları olduğu bu tarihten sonra beklenildiği gibi hem kulüpler hem de taraftarlar arasında birbirini geçip, bölgenin en iyisi olma yarışı başladı.
1921’de Birinci Lig’de ilk kez sahaya yansıyan derbi atmosferinde Tottenham’ın kendi evinde 2-1 kazandığı maç, Kuzey Londra derbisinin İngiltere futbolunda anılmaya başladığı karşılaşma oldu.
Buna karşın iki takım arasındaki maçlar bir süre o kadar düşük skorlarla sona erdi ki İngiltere Futbol Federasyonu, takımlara futbolun seyir zevkini düşürmemeleri yönünde telkinde bulunmak zorunda kaldı.
Tottenham’ın İkinci Lig’e düşmesinin ardından bir süre karşı karşıya gelmeyen iki takımın 1935’teki maçı ise Kuzey Londra Derbisi’nin tarihine geçti. O maçı 6-0 kazanan Arsenal, halen daha Kuzey Londra Derbisi’nin en farklı galibiyetini alan takım unvanını 1935’teki maçın skoruyla taşıyor.
İki takımın rekabetindeki bir diğer dönüm noktasıysa İkinci Dünya Savaşı’nın ardından yaşandı. Arsenal’in stadyumunun kullanılamaz halde olması sebebiyle Tottenham, ezeli rakibine maçlarını oynaması için White Hart Lane’in kapılarını açtı. Bu jest, iki kulüp arasındaki ilişkileri yumuşattı ve bağları kuvvetlendirdi.
Sol Campbell’ın Rekabetteki Yeri Ayrı
1950’den 2022’ye kadar sadece 1 sezon haricinde (1977/78) sürekli aynı ligde mücadele eden Arsenal ve Tottenham arasındaki rekabet uzun bir süre başarıdan ziyade yerellikten kaynaklandı.
Bunun başlıca sebebi, zirvesini 2000’li yılların başında gören Arsenal’in sadece Kuzey Londra’nın değil İngiliz ve Avrupa futbolunun da en iyi takımlarından birine dönüşmesiydi.
Bu dönüşüm esnasında Arsene Wenger’in Arsenal takımının ana oyuncularından biri stoperde oynayan İngiliz savunmacı Sol Campbell idi.
Sol Campbell’ı Kuzey Londra rekabetinde ayrı bir yerde konumlayan ise oyuncunun Tottenham’dan Arsenal’a transfer olmasıydı.
Bu transfer Tottenham taraftarınca öylesine büyük bir tepkiyle karşılanmıştı ki Sol Campbell, White Hart Lane’deki her maçta yoğun protestolara maruz kalmıştı. Öyle ki Tottenham’ı destekleyen İngiliz stopere “Yahuda” adını takmışlardı. Bilindiği gibi Yahuda, Hristiyan inanışında İsa’yı düşmanlarına verip ona ihanet eden havarinin adıdır.
En Golcüsü Harry Kane
Derbi tarihine geçen bir başka oyuncu olarak ise İngiltere milli takımının da kaptanlarından biri olan Tottenham’ın golcüsü Harry Kane öne çıkıyor.
Arsenal’e karşı kariyerinde birçok maça çıkan Harry Kane, bu karşılaşmalarda attığı 13 gol ile Kuzey Londra Derbisi’nin en golcü oyuncusu konumunda yer alıyor.
29 yaşındaki oyuncunun kariyerine Tottenham’da devam etmesi halinde ileriki yıllarda bu rekoru geliştirebileceği belirtiliyor.
Harry Kane’in Arsenal karşısında bu kadar başarılı olmasının altında ise başka bir neden yatıyor. Gençlik dönemlerinde Arsenal altyapısından kadro dışı bırakılan Harry Kane, Arsenal’e karşı motivasyonunun kaynağı olarak The Players Tribune sitesine Şubat 2018’de şu cümleleri yazmıştı:
“Belki kulağa saçma gelebilir -çünkü beni gönderdiklerinde sadece 8 yaşındaydım- ama şu ana kadar onlara karşı çıktığım her maçta, ‘Tamam, kimin haklı kimin haksız olduğunu göreceğiz.’ diye düşündüm.”
Comments