Yazı: Alper Erdem
Edson Arantes do Nascimento ismi, dünyanı birçok yerinde insanlara belki de hiçbir şey çağrıştırmaz. Öte yandan bu ismin kısaltmasının Pele olduğu söylendiğinde ise durum büyük ölçüde değişir. Çünkü dünyanın her yerinde Pele isminin, gelmiş geçmiş en büyük futbolculardan birine ait olduğu bilinir.
23 Ekim 1940’ta dünyaya gelen ve 1 Ekim 1977’ye kadar adını dünyadaki her futbolsevere ezberleten Pele, Brezilya’nın ve oyunun en büyük efsanelerinden biridir.
Birçok farklı otorite tarafından gelmiş geçmiş en büyük futbolculardan sayılan Brezilyalı, 2000’de FIFA tarafından Yüzyılın Oyuncusu ödülünü Diego Armando Maradona ile paylaştı.
Bununla birlikte yine 2000’de Time tarafından hazırlanan 20. Yüzyılın en önemli 100 kişisi listesine de giren Pele, IFFHS’nin yaptığı seçimle 20’nci yüzyılın en önemli oyuncusu da seçildi.
Brezilya’nın Milli Serveti Pele
Pele’nin sahip olduğu yetenekler çok erken yaşta fark edildi ve yıldız isim henüz 15 yaşında Santos ile sahaya çıkmaya başladı.
16 yaşına geldiğinde ise Brezilya Milli Futbol Takımı’nın kadrosunda yer alıyordu.
Pele’nin kariyerine bu kadar genç yaşlarda başlamasında futsalın da etkisi vardı. Futbola, futsal ile başlayan Pele, henüz 14 yaşındayken gol kralı olduğu futsal turnuvasının kendisine çok büyük özgüven verdiğini daha sonraları söylemiş ve “O zaman hiçbir şeyden korkmamam gerektiğini öğrendim.” sözleriyle o günleri anlatmıştı. Brezilya’da çok yaygın olan bu oyunun, genç yaştaki futbolcuların dar alan becerilerini arttırdığı ve onları hızlı düşünmeye sevk ettiği daha sonra birçok otorite tarafından da doğrulandı.
Santos’da profesyonel kariyerine başlayan Pele, başta teknik direktörü Lula olmak üzere herkesi çok çabuk etkiledi. 15 yaşındaki Brezilyalı çocuğun, A takımla Corinthians karşısına çıktığı ilk maçta gol atması bütün Brezilya basını tarafından ilgiyle takip edildi. Brezilyalılar daha o günlerde ondan “geleceğin süper starı” olarak bahsetmeye başladı.
16 yaşında ligin gol kralı olduğundaysa Brezilya Milli Futbol Takımı’ndan davet aldı. Daha sonra 1958 ve 1962 FIFA Dünya Kupası kadrolarına da giren Pele, o günlerde Avrupa’nın dev kulüplerinden Real Madrid, Manchester United ve Juventus onu yakından takip ediyorlardı.
Henüz 18 yaş altında olduğu için Pele’nin transferi için herhangi bir bonservis ödenmesine gerek yoktu. Bu da Avrupalı devlerin onunla daha ciddi ilgilenmesine neden oluyordu. Hatta İtalyan Inter Milan, 1958’de Pele ile sözleşme imzalamıştı. Ne var ki sonrasında Santos taraftarlarının şiddetli protestoları Santos’u geri adım atmaya zorlamıştı.
Pele’nin yurtdışına çıkmasının önüne geçmek için harekete geçen Brezilya Hükümeti, Devlet Başkanı Janio Quadros’un önderliğinde Pele’yi bir “milli servet” ilan etmişti. Bu, Brezilyalı oyuncunun ülke dışına transfer olamayacağı anlamına geliyordu.
Gol Atmadan Duramayan Yıldız
Brezilyalı yıldız için bu kadar büyük bir kararın neden alındığı, 1958’de Santos ile Paulista’yı kazanıp 58 gol atmasının ardından çok fazla sorgulanmadı. Bugün hala geçerli olan bu rekoru henüz çok genç yaşlarda kıran Pele’nin Brezilya tarihinin en büyük oyuncularından biri olduğu çok açıktı.
1962’deki Copa Libertadores sezonu sonunda ise Pele bunu bir kez daha kanıtladı. O sezon Copa Libertadores’te 4, Paulista’da 37 ve Brezilya Kupası’nın final serisinde 4 ve Portekiz’in Benfica ile oynadığı Kıtalararası Kupa’nın finalinde 3 gol atan Pele, tüm bu kupalarda kazanılan şampiyonlukların mimarı oldu.
Bir sonraki sezonda Santos bir kez daha Copa Libertadores’i kazanırken bunu tarihe geçecek şekilde başardı. Öyle ki Brezilya ekibi, Arjantin’de oynanan final maçında Boca Juniors’u mağlup ederek kupayı kazandı ve bunu Arjantin’de başaran ilk ve tek Brezilya takımı oldu. Pele, o turnuvaya da golleriyle damga vurmuştu.
Pele’nin kariyeri ilerledikçe gol sayısı da buna paralel olarak artmaya devam etti. Öyle ki 19 Kasım 1969’da Vasco de Gama’ya karşı penaltı noktasına gelen 29 yaşındaki yıldız, topu ağlara yollayarak kariyerinin 1000’inci golüne imza attı.
Bu gollerin arasında 2 Ağustos 1959’de Clube Atletico Juventus’a ve Mart 1961’de Maracana’da Fluminense’ye karşı atılan ikonik goller de vardı. Özellikle Maracana’da atılan gol o kadar ikonik bir hal aldı ki Pele’ye bu yüzden “Maracana’da Atılan En Güzel Gol” plaketi verildi.
Pele’nin efsanesi öyle bir boyuta ulaşmıştı ki Nijerya İç Savaşı’nda karşı tarafta olan iki grup, 1969’da Pele’nin bir maçını izleyebilmek için 48 saatlik ateşkes ilan etmişlerdi. Bu maçta Stationary Stores FC’ye 2 gol atan Pele, taraftarları kendine hayran bırakmıştı.
Emeklilikten Geri Döndü
1974’ yılında Santos’ta 643 gol attıktan sonra emekli olan Pele, 19 sezondan sonra Brezilya’da kulüp futbolunu bıraktı.
Ancak emekliliğinden birkaç ay sonra geri dönerek ABD Ligi ekiplerinden New York Cosmos’a katıldı.
Pele’nin tanıtıldığı toplantı hakkında konuşan kulübün basın sözcüsü John O’Reilly: “ABD’de süper yıldızlar vardı ancak Pele seviyesinde hiçbir şey yoktu. Herkes ona dokunmak, elini sıkmak, fotoğraf çekilmek istiyordu.” diyerek transferin o dönem ne kadar büyük sansasyon yarattığını anlatıyordu.
Pele’nin ABD’ye gelmesi birçok oyuncu için de Kuzey Amerika’yı tercih etme sebebi oldu. Öyle ki Pele’nin ardından Franz Beckenbauer, Carlos Alberto, Johan Cruyff, Eusebio, George Best ve Gordon Banks gibi dönemin en büyük yıldızları transferde Kuzey Amerika takımlarını tercih etmeye başladılar.
1 Ekim 1977’ye gelindiğinde ise Santos ve New York Cosmos arasında oynanan gösteri maçının ardından Pele, futbol sahalarından bu kez kesin olarak ayrıldı.
İlk yarıda New York Cosmos, ikinci yarıda Santos formasıyla oynayan Pele kariyerinin son golünü ise Santos ağlarına yaklaşık 30 metreden attı.
Brezilya’nın ünlü gazetelerinden biri, Pele’nin son maçında yağan yağmuru “O gün gökyüzü bile ağlıyordu” diyerek tanımladı.
Comments