top of page

Premier Lig Kulüpleri, Personellerine Ücretsiz İzin Vererek Ahlak Testini Geçemedi


İngiltere genelinde kemerler sıkılmaya başlandı ancak rütbesi sırmalı şeride sahip bir lig, fatura kesen bir vergi mükellefi gibi olmamalıydı.


Premier League kulüpleri, ne yazık ki ulusal duygularla temas etmemekle suçlanıyor. / Clive Rose / Getty Images

Koronavirüs gölgesinde yeni kurallar oluşturuluyor ya da kurallar bozuluyor. Bir hafta önce bilinmeyen ve hepimize yabancı olan şeyler, şimdi giderek günlük yaşamın birer parçası haline geldi. Ancak bazı şeylerin de açıklanmasına gerek yoktur. Kendilerini içgüdüsel olarak doğru ya da açıkça hatalı hissediyor olmalılar: Premier Lig kulüpleri personelini ücretsiz izne çıkarıyor.


Pazartesi günü Mike Ashley büyük bir risk aldı ve Newcastle'ın tüm oyun dışı personeline ödeme yapmayı bırakan ilk kulüp olacağını duyurdu. Bunun yerine, maaşlarının % 80'ini (ayda 2.500 £ 'a kadar) koruma programı kapsamında alabilmeleri için acil finansmana başvurabilirlerdi.


Newcastle, son yayınladığı hesaplarına göre 178 milyon euroyu aşmış görünüyordu. Ashley'nin en son Sunday Times zenginler listesinde 2 milyar sterlinin biraz altında olduğu tahmin ediliyor.


Yine de bu hamle çok şaşırtmadı, çünkü bir hafta önce Ashley Sports Direct perakende satış işinde ulusal karantinayı görmezden gelerek ticaret yapmaya devam etmesi gerektiğine karar vermişti. Hükümet baskısına kadar, Lonsdale markalı uçuş çantaları gibi önemli ürünlerini satmaya devam etti.


Newcastle açıklamasından yirmi dört saat sonra, “Çevremizde olup bitenlerin büyüklüğüne uyanın artık” çağrısıyla futbol dünyasına seslenen Tottenham’ın başkanı Daniel Levy, personele ücretsiz izin verebileceğini söyleyerek faturayı vergi mükellefine keseceğini beyan etti. Spurs 172,7 milyon pound kar açıkladı ve Levy İngiliz futbolundaki en yüksek maaşlı direktör olarak kayda geçti. Toplam 7 milyon pound kazanmıştı.

Her ne kadar çalışanlarının izin ödemelerini yapılsa da normal aylık ücretlerle zaten eşleşecek olsalar bile, Salı günü Norwich de bu güruha katılmaya karar verdi. Norwich, Premier Lig'deki en küçük bütçelerden biriyle yürütülse de, 2018-19 Şampiyonası’nda en yüksek ücretle direktörüne 472.000 £ veren kulüp.


Futbol kulüpleri zor zamanlardan geçiyor mu? Şüphesiz.

Sadece maçlardan gelen gelirden aniden mahrum kalmadılar (bilet ve bar makbuzlarından elektronik ilan panosuna kadar) sezonun tamamlanmaması durumunda yayıncılara ve logoları vaat edildiği kadar sık görülmeyecek sponsorlara kadar, paraları iade etme ihtimaliyle de karşı karşıyalar.


Garanti altına alınmış gelirlerini kaybeden futbol kulüpleri hemen hemen hiç yalnız değil. En üst düzeyde sayılabilecek bazıları bile, her yıl Tesco Extra'dan daha az kazanan, orta ölçekli işletmeler olarak sınıflandırılabilir. Ancak buna rağmen, futbol kulüpleri sıradan işletmeler gibi değil.



Tottenham, sponsorlarına AIA Grubu gibi geri ödeme yapmak zorunda kalabilir. Fotoğraf: Bobby Yip / Reuters

Son zamanlarda, Premier Lig'in sezonu nasıl tamamlayabileceği ve böylece kayıplarının bir kısmının nasıl önüne geçilebileceği konusunda çok spekülasyon yapıldı. Kulüplerin televizyonda çabucak futbol oynadığı sportif bir “mega etkinlik” fikri meydana çıkarıldı. Görünüşe göre hükümet tarafından teşvik edildi ki halk sağlığına bilinmeyen zincirleme etkiler göz önüne alındığında, haklı da görünüyor. Böyle bir olayın, tüm milletin moralini artırabileceği öne sürüldü.


Bu fikir apaçık bir gerçeğin kanıtı: Premier Lig futbolu İngiliz yaşamında merkezi bir rol oynamaktadır. Temel kaide kulüpler ve oyuncular üzerine yerleştirilmiştir, onlar rol modeli ve kahraman olarak kabul edilirler. Bunun böyle olmasını onlar istemediler ama diğer yandan, en tepede bulunanların bu imtiyazdan fayda sağlamadığını ve yararlanmanın tadını çıkarmadıklarını söylemek saçma olur. Bu yüzden Newcastle, Tottenham ve Norwich’te olduğu gibi eylemler, hemen ve acı bir şekilde ahlak testinde başarısız oldu.

Tüm bunların ortasında oyuncular var. Biz onların büyük servetlerinin fetişleştirilmesine ve bunu hak edip etmediklerine dair, asla geride bırakamadığımız sorulara alışkınız. Bu problemi onlar yaratmadılar, ancak birliktelikleri (Profesyonel Futbolcular Derneği) kulüplerin ayakta kalmasına yardımcı olmak için ücretlerinin değişikliğe tabi olup olmayacağı konusunda Premier Lig ile boğuşuyor.


PFA, belki de haklı olarak, kulüplere güvenmiyor. Öte yandan PFA, Premier Lig oyuncusu ile karşılaştırılabilir bir maaş alan genel müdürü Gordon Taylor'ın ödemesinin ötesinde, diğer önemli gelirleriyle neler yaptığı sorulduğunda, anlaşılamaz bir organizasyon.


Oyuncular bu anı değerlendirmeli ve birliklerinden kopmalıdır. Bu krizdeki diğer birçok kişi gibi, bunu doğru olanı yapmak için kullanmalılar. Bournemouth, Norwich ile aynı yaklaşımı benimsiyor; ancak Eddie Howe ve ekibi gönüllü olarak ücret kesintisi uyguluyorlar.

Premier Lig oyuncuları da Leeds örneğini takip etmeli ve maaşlarının bir kısmından vazgeçmeyi teklif etmelidir, böylece meslektaşlarından hiçbiri ücretsiz izin yüzünden geçimini sağlarken kendini risk altında hissetmez.


Açıkça görülüyor ki, bireysel olarak futbolcuları da dinlerseniz, birçoğunun isteği bu yönde. Futbol besin zincirini daha üst seviyeye çıkaranlara bu, bir örnek olmalı, aynısını onlar da yapmalılar. Ülke o zaman onlara teşekkür ederdi.

 

Bu makale ilk olarak The Guardian'da , 1 Nisan 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. FourFourTwo Türkiye’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Çeviri: Simge Yazıcı

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page