top of page

Siyaset İle Başı Belaya Girmiş 8 Kulüp


Tarih boyunca siyasetçilerin futbolun popülerliğinden faydalanmak adına çeşitli takımları desteklediklerine defalarca kez şahitlik ettik. Ancak FourFourTwo, bu kez sizi madalyonun diğer yüzüne bakmaya davet ediyor. İşte karşınızda diktatörlerle kişisel sorunlar yaşayan takımların hikayesi.




Athletic (Franco)


Athletic, bilinen ismiyle Athletic Bilbao, Bask bölgesinin sembol takımı olarak Francisco Franco döneminde baskıların hedefi olmuştu. Pek çok futbolcusunu ve yöneticisini siyasi sebeplerle kaybeden takımın isminin İngilizce kökenli olmasından dolayı Atletico Bilbao olarak değiştirildi. Tüm yöneticileri merkez tarafından atanmaya başlanan Athletic, Franco’nun idareyi ele aldığı ana kadar La Liga’nın en çok şampiyonluk yaşayan takımı olmasına rağmen Franco döneminde 40 yıl boyunca sadece 2 kez şampiyonluk yaşayabildi.




Barcelona (Franco)


İspanyol İç Savaşı’ndan sonra Barcelona FC’nin o dönemki başkanı Josep Sunyol, Franco rejimi tarafından tutuklanıp öldürüldü. Barcelona’nın yönetimini 4 yıl boyunca devlet temsilcileri ele alırken, taraftarların pankartları ve stadyumda yapılacak anonsların diline sıkı kontroller geldi. Büyük ölçüde hükümet ile uzlaşmak zorunda kalan Barcelona, başarılarını sürdürmeye kısmen devam etti. Ancak transfer ettikleri Alfredo Di Stefano’nun federasyonun isteği ile Real Madrid’e gönderilmesi gibi olaylarla sürekli olarak baskılandılar.




Spartak Moskova (Stalin)


Josef Stalin döneminde ülkenin polis teşkilatının lideri olan Beria, kendisine bağlı Dinamo Moskova ve Dinamo Tiflis’e karşı başarılar kazanan ve kupa finalinde şike teklifini reddederek Dinamo Tiflis’in kupa kazanmasına engel olan Spartak Moskova’yı hedef olarak belirlemişti. Bu dönemde Spartak Moskova’nın kurucusu ve başkanı hapse atılırken, takıma parasal kaynak sağlayan tüm isimler çeşitli komplolara maruz kaldılar. Hatta içlerinden idam edilenler bile oldu.





Bayern (Hitler)


Nazilerin iktidara gelmesinden önce çok başarılı bir kulüp olan Bayern, Adolf Hitler döneminde “Yahudi kulübü” olarak anıldı. Yahudi kökenli bir kulüp başkanı ve teknik direktörü olan Bavyera temsilcisinin yönetimi değiştirilirken, takımın kaynakları da kesildi. Bayern bu dönemde hiç şampiyonluk kazanamazken, yerel rakibi 1860 Münih önemli kaynaklarla desteklendi.





Hakoah Wien (Hitler)


Avusturya’nın Nazi Almanyası’na katılmasıyla Avusturya futbolu Hitler’in gündemine girdi. Avusturya takımlarının Bundesliga şampiyonluğu için mücadele edeceği bu dönemde, “Aryanlaştırma” çalışmaları kapsamında, Yahudi kökenli futbolculara sahip Hakoah Wien kapatıldı. Tüm sermayesine el konularak diğer takımlara aktarılırken, yöneticileri de ölüm kamplarına gönderildi. Bu takımın en ünlü oyuncusu ise Benfica ile büyük başarılar elde edecek Bela Gutmann’dı.





Corinthians (Brezilya Dikta Rejimi)


1968-1985 arasında Brezilya’yı yöneten askeri darbe yönetimi, kötü giden duruma karşı bir propaganda aracı olarak futbolu kullanıyordu. Futbolcular aracılığıyla topluma mesaj vermek oldukça yaygın bir uygulamaydı. İşçi sınıfının takımı olarak görülen Corinthians, darbe döneminde de dışlanan takımlardan biriydi. Bu dönemde efsane futbolcu Socrates önderliğinde başlatılan Corinthians Demokrasi Hareketi, ülkede 15 yıldır seçime gitmeyen askerlere maç öncesi giydikleri tişörtlerle meydan okudular. Bunun üzerine pek çok baskıya maruz kalsalar da ülkenin demokratikleşmesinde pay sahibi oldular.



Torino FC (Mussolini)


Torino, 1927 sezonunu şampiyon bitirmişti. Ancak, tarihe Allemandi Davası olarak geçecek şike soruşturması kapsamında, Juventus oyuncusuna para vererek şampiyonluk maçını kazandıkları öne sürüldü. Bunun sonucunda şampiyonlukları iptal edilerek Juventus’a verildi. Mussolini’nin yakın arkadaşı Agnelli tarafından finanse edilen Juventus, bu dönemde 5 yıl üst üste şampiyonluk yaşayarak Torino ile farkı açtı. Torino, Benito Mussolini’nin devrilmesinin ardından 1945-1949 yılları arasında 4 yıl üst üste şampiyonluk yaşadı.




Dinamo Kiev (Hitler)


“Zafere Kaçış” filmine ilham olan, futbol tarihine “ölüm maçı” olarak geçen maçta Sovyetleri işgal eden Alman ordusuyla 8 Dinamo Kiev futbolcusunun bulunduğu Start takımı mücadele etti. Tüm baskılara rağmen, Alman askerlerinin o zamana kadar yenilgisiz olan takımını 4-1 mağlup eden Kievli futbolcular, maçtan sonra Gestapo’nun tutuklamalarına ve işkencelerine maruz kaldılar.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page