top of page

Transfer Olduktan Sonra Eski Günlerini Arayanlar



Yazı: Alper Erdem


Üst düzey futbolda hemen her oyuncu, kariyerini büyük bir ekiple birlikte planlıyor. Oyuncunun kulübüyle olan sözleşmesinden, transfer olacağı takıma kadar her kararında söz sahibi olan ekiplerin başlıca amaçları, futbolcunun bir sonraki adımında bir üst seviyeye geçebilmesi oluyor.

Buna karşın tarihte birçok yıldız isim, gerçekleştirdikleri transferlerden sonra kariyerlerindeki düşüşe engel olamamalarıyla hatırlanıyor.


Rekor Transferler Düşüşe Engel Olamadılar


Transfer oldukları kulüpte kariyerlerinde en büyük düşüşü yaşayan futbolcular arasında 3 ismin ortak noktası olarak, kariyerlerinin zirve dönemlerinde Chelsea’yi tercih etmeleri dikkat çekiyor.

2018 yazında Athletic Bilbao’dan Chelsea’ye transfer olarak tarihin en pahalı kalecisi unvanını alan Kepa Arrizabalaga, bu oyuncuların başında geliyor.


Chelsea’nin kendisi için 80 milyon euro’yu gözden çıkardığı dönemde dünya futbolunun en elit kalecileri arasında sayılan ve potansiyeliyle daha da gelişmesi beklenen Kepa, Londra’da istediğini bulamayanlardan biri olarak öne çıkıyor.

4 yıllık Chelsea kariyerinde 126 maça çıkabilen oyuncu, Chelsea’nin 2020 yılının yaz döneminde Rennes’ten Edouard Mendy’i transfer etmesiyle ikinci kaleci olarak kariyerini sürdürüyor. Son yıllarda Kepa yalnızca bazı kupa maçlarında görev alabiliyor.

Chelsea’ye gelip kariyerinde büyük düşüş yaşayan diğer iki isim olarak ise Fernando Torres ve Andriy Shevchenko hatırlanıyor.

2006 yılında AC Milan efsanelerinden biri olarak, Avrupa’nın en tehlikeli golcülerinden sayılan ve 43.88 milyon euro bedelle Chelsea’nin yolunu tutan Shevchenko, tüm beklentilerin aksi bir performans gösterip kariyerindeki düşüşe engel olamayanlardan biri olarak anılıyor.

Chelsea’de 77 maçta 22 gol atabilen oyuncu, sonraları eski takımları AC Milan ve Dinamo Kiev’e geri dönse de bir daha asla eski seviyesine yaklaşamamıştı.

Tıpkı Shevchenko gibi zirve döneminde Liverpool’dan Chelsea’ye transfer olan Fernando Torres ise büyük baskıyla ve rekor bedelle geldiği Londra’da beklentilerin uzağında kalmış ve yine tıpkı Ukraynalı mevkidaşı gibi eski kulüplerine dönüp istikrar yakalayamamıştı.


Barcelona ve Real Madrid Dönüm Noktası Oldu


Avrupa futbolunun zirvesinde yer alan Barcelona ve Real Madrid de birçok futbolcunun kariyerindeki düşüşün başlangıç durağı oldular.

Bu isimlerin zirvesinde ise Real Madrid’e Ballon d’Or sahibi olarak transfer olup dünyanın en elit futbolcuları arasında sayılan Kaka yer aldı.


Cristiano Ronaldo ile birlikte modern Los Galacticos projesinin en önemli transferi olan Kaka, Milan’da sergilediği performansın yanına bile yaklaşamadı. Kulübe bir türlü uyum sağlayamaması ve yaşadığı üst üste sakatlıklardan sonra önce Milan’a sonrasında ise ABD ve Brezilya’ya giden Kaka, geçtiğimiz günlerde Real Madrid günlerindeki en mutlu anın, kulüpten ayrıldığı an olduğunu söylemişti.


Tıpkı Kaka gibi 10 numara mevkiinde görev yapan ve 2014 Dünya Kupası’nda yıldızını parlatan James Rodrigues ise Real Madrid sonrasında her ne kadar Bayern Münih’te kısa bir süre parlasa da eski günlerine bir daha dönemedi. Bu iki isme ek olarak Real Madrid’e Bundesliga’nın en değerli orta sahalarından biri olarak katılan Nuri Şahin de sakatlıkların ardından bir türlü eski formuna geri dönemedi.


Real Madrid’in ezeli rakibi Barcelona ise son yıllarda yaptığı transferlerdeki tutarsızlıklarla dikkat çekti. Katalan kulübü, tarihinin en pahalı 3 transferinden de yararlanamadı.


2017/18’de Liverpool’dan Philippe Coutinho ve Borussia Dortmund’dan Ousmane Dembele için toplam 260 milyon euro harcayan Barcelona, bu iki oyuncudan da verim alamadı. Her ne kadar Ousmane Dembele, 2022/23 sezonuna iyi başlamış olsa da her iki isim de Liverpool ve Borussia Dortmund günlerinde vaat ettiklerini kariyerlerinin ileriki aşamalarında gerçekleştiremedi.


Öte yandan 2019/20’de 120 milyon euro bedelle Atletico Madrid’den alınan Fransız forvet Antoine Griezmann ise kariyerindeki düşüşe engel olamayanlar listesinde yerini aldı.


Barcelona’ya geldiğinde Avrupa’nın en iyi defansif oyun kurucularından olarak gösterilen Miralem Pjanic ise bugün gelinen noktada takımın tamamen dışında kaldı.


Bu oyunculara ek olarak Borussia Dortmund’dan Bayern Münih’e transfer olan Mario Götze, Juventus’tan Manchester United’a geçen Paul Pogba ve 2002’de FIFA Dünya Kupası şampiyonu apoletiyle AC Milan’a katılan Rivaldo da transfer olduktan sonra eski günlerini arayan isimler arasında yer aldılar.

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page