top of page

3 Büyüklerin En Değerli Kaybedişleri

Güncelleme tarihi: 16 Eyl 2022



Her ne kadar “kaybedenler hatırlanmaz” klişesi hayatın her alanında olduğu gibi futbolda da sıkça tekrarlansa da Türk futbolunda bazı “kaybedişler” akıllarda zaferlerden bile daha fazla yer ediniyor.

Futbolun 90 dakika sonunda en nihayetinde bir galip ve bir mağlup çıkardığı düşünüldüğünde, kaçınılmaz sonun mağlup tarafından olan Türk takımları nadiren de olsa sonuçtan bağımsız olarak taraftarlarınca alkışlanıp takdir ediliyorlar.

Böyle zamanlarda futbolun güzelliği ortaya çıkarken bazı kaybedişlerin, zaferlerden daha anlamlı olduğu ve birçok şey öğrettiği tekrar hatırlanıyor.


Drogba’nın Golü Ofsayt Olmasaydı…


9 Nisan 2013’te Galatasaray, sahasında UEFA Şampiyonlar Ligi’ni tarihte en çok kazanmış takım olan Real Madrid’i ağırlıyordu.

İki takım daha önce Avrupa kupalarında birçok özel rekabette birbirlerinin karşısına çıkmışlardı. Türkiye’nin Avrupa kupalarında tarihinin en başarılı sezonlarından birini yaşadığı o dönemde, teknik direktör Fatih Terim önderliğindeki sarı kırmızılı ekip Santiago Bernabeu’daki ilk maçtan 3-0 mağlup ayrılmıştı.

UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek final rövanş maçında o zamanki adıyla Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da Real Madrid’in turu kolay bir şekilde geçmesi bekleniyordu. Kadrosunda her zamanki gibi formunun zirvesinde olan Cristiano Ronaldo ve o dönem Avrupa’nın en elit 10 numaralarından biri olarak gösterilen Mesut Özil’i bulunduran Real Madrid’in teknik direktörlük koltuğunda ise José Mourinho oturuyordu.

Dakikalar 8’i gösterirken Cristiano Ronaldo’nun attığı gole ofsayt olduğu gerekçesiyle itiraz eden Galatasaraylı futbolcular, santraya doğru kendi evlerinde 1-0 geri düşmüş olmanın sıkıntısıyla gidiyorlardı.

İkinci yarıya başlarken Fatih Terim’in ekibinin kaybedecek bir şeyi yoktu. 58’inci dakikada Emmanuel Eboué’nin jeneriklere giren golüyle 1-1’i yakalayan Galatasaray, dakika 71’de Sneijder ve 72’de Didier Drogba ile bir anda 3-1 öne geçti.

Sonraları Jose Mourinho’nun “korktuk” diye tarif edeceği bir sekans oynayan Sarı Kırmızılılar, dakika 81’de Drogba ile bir gol daha bularak skoru 4-1’e getirecek ve turu geçebileceklerine inanacaklardı. Fakat maçın hakemi Stéphane Lennoy’un çaldığı ofsayt düdüğü hayal kırıklıklarına sebep olacak ve Real Madrid, dakika 90+3’te Cristiano Ronaldo’nun bulduğu golle maçı 3-2 kaybetmesine karşın turu kazanmayı başaracaktı.

Galatasaray’ın maç sonunda kamuoyu tarafından büyük bir takdirle karşılanan futbolu, Türk kulüplerinin göreceği son UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek finalini unutulmaz kılmış ve sarı kırmızılı ekip maçı kaybedip, futbolseverlerin saygısını kazanmıştı.


Fenerbahçe Tam Kadro Olsaydı…


2012/2013 sezonunun Türk futbol tarihi bakımından özel olmasının bir diğer nedeni Fenerbahçe idi. Zira Sarı Lacivertliler, kulüp tarihinin en büyük Avrupa başarılarından birini yakalayarak UEFA Avrupa Ligi yarı final aşamasına ulaşmışlardı.

İlk maçı İstanbul’da 1-0 kazanan Fenerbahçe, teknik direktör Aykut Kocaman önderliğinde Portekiz’e final biletini almak için gitmişti.

Maç öncesinde Fenerbahçe’nin final şansı yüksek görünse de yaşanan sakatlıklar dikkat çekiyordu. Öyle ki sarı lacivertli ekip karşılaşmaya takımın önemli isimleri Meireles, Mehmet Topal ve Webo’dan yoksun çıkacaktı.

Karşılaşmaya hızlı başlayan ev sahibi Benfica, dakika 9’da Nico Gaitan’ın attığı gol ile 1-0 öne geçmiş ve toplam skorlarda durumu eşitlemişti.

Buna karşın o dönem uygulanan deplasman golü kuralı, Fenerbahçe’nin eşitliği bozacağı durumda avantaj sağlaması anlamına geliyordu. Beklenen gol dakika 23’te geldi. Ezequiel Garay, ceza sahasında elle oynayınca yaklaşık 1 ay önce Drogba’nın pozisyonunda ofsayt düdüğünü çalan Stéphane Lannoy, bu kez Fenerbahçe lehine bir penaltıya hükmetmişti.

Topun başına geçen Dirk Kuyt, skoru 1-1’e getirmişti. Bu skor Fenerbahçe’yi Türk futbol tarihinin ikinci Kupa 2 finalisti yapacaktı.

İlk yarının bitimine 10 dakika kala Oscar Cardozo skoru 2-1 yapsa da maç hala iki takım arasında gidip geliyordu. Ne var ki ikinci yarı önce Selçuk Şahin, sonra ise Gökhan Gönül sakatlanınca zaten eksik olan Fenerbahçe kadrosu iyice idealinden uzaklaştı. 66’da bir kez daha sahneye çıkan Oscar Cardozo attığı gol ile Benfica’yı finale taşıdı ve sevinen taraf Portekiz ekibinin teknik direktörü Jorge Jesus ve öğrencileri oldu.

Fenerbahçe maçı kaybetmesine karşın bu kadar eksikle verdiği mücadele sebebiyle takdir toplamıştı.


Fabri O Hatayı Yapmasaydı…


Olympique Lyon, 20 Nisan 2017’de 2-1 kazandığı maçın rövanşında Vodafone Park’ta UEFA Avrupa Ligi yarı finali için zorlu bir atmosfere çıkıyordu.

Kayıtlı 39.623 taraftarın tribünleri doldurduğu maçta Beşiktaş taraftarı yoğun bir atmosfer yaratmıştı.

Şenol Güneş’in teknik direktörlüğünü yaptığı ve Cenk Tosun, Ryan Babel, Ricardo Queresma, Anderson Talisca ve Atiba Hutchinson’un bulunduğu Beşiktaş kadrosu yarı final için bütün gücüyle mücadele etti.


Brezilyalı yıldız Talisca, 27’de attığı golle skor tablosunu değiştirdi. Ardından Alexandre Lacazette, o sezon UEFA Avrupa Ligi’ndeki 4’üncü golünü atarak durumu eşitledi. İkinci yarıda Anderson Talisca ile bir kez daha öne geçen Siyah Beyazlılar, 90 dakika sonuna kadar pozisyonlar yakalasalar da turu getirecek tek golü bulmayı başaramadılar.

Uzatma anlarında iki takımın da girdikleri pozisyonlardan yararlanamaması UEFA Avrupa Ligi 2016/17 Sezonu yarı finalistini penaltı atışlarının belirlemesine yol açtı.

Penaltı atışlarında uzun süre hata yapmayan iki takımdan ilk hatayı Beşiktaş adına Dusko Tosic yaptı. 7’nci penaltıyı kaçıran Tosic, Christophe Jallet’nin de vuruştan yararlanamamasıyla hatasının bedelini ağır ödemedi. Buna karşın bir sonraki penaltıyı da Matej Mitrovic kaçırdı ve Olympique Lyon, Maxime Gonalons’un vuruşunda yarı finalist oldu.

Beşiktaş’ın her iki maçta da oldukça iyi performans gösterdiği maçta taraftarlar takımlarını alkışlasalar da akıllarda Fabri’nin Fransa’daki maçta gole sebep olan bariz hatası kaldı.



0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page