top of page

Arda Güler’in Gözyaşları



Yazı: Alper Erdem


Osmanlıspor ve Gençlerbirliği arasında oynanan U14 maçının, Türk futbol tarihi açısından bu derece önemli olacağını o günlerde kim bilebilirdi ki?


Eğer bir top, iki kale ve sınırları belli bir saha varsa ne olacağını asla tahmin edemezsiniz. Futbol, bu yüzden güzel.


Gençlerbirliği U14 takımı sahadan 2-1 mağlup ayrılırken mağlubiyeti kabul etmeyen bir çocuğun sahadan çıkarken döktüğü gözyaşları, birçoklarının gözünden kaçabilir. Ancak gören gözler için böylesine bir cevheri keşfetmek şüphesiz hiç zor değildir.


Gören gözlerin sahibi Serhat Pekmezci (dönemin Fenerbahçe gözlemcisi), Hürriyet’e verdiği röportajda Arda’yı keşfettiği ilk anı şöyle anlatıyordu:


“Maç boyunca Arda’ya odaklandım. Oyun zekası, ilk dokunuşu, oyun vizyonu, karar vermeden önce opsiyonlarını kısa sürede seçebilmesi, pas becerisi… Bunların hepsinin doğuştan gelen yetenekler olduğunu fark ettim. Maçı bırakmaması ve takımı kaybedince üzülmesi beni etkiledi.”


Buna ek olarak Serhat Pekmezci, bir yeteneği keşfetmenin daha da ötesine giderek bu kez Haber Global’e verdiği röportajında adeta geleceği önceden haber veriyordu:


"Eğer gelişimi doğru planlanır ve süre alırsa hem Fenerbahçe’ye büyük bir ekonomik kazanç sağlar hem de Real Madrid’de oynayacak düzeye gelir.”


Önce Fenerbahçe’nin Sonra Türkiye’nin Arda’sı


Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi play off turunun ilk maçında HJK Helsinki’yi 1-0 mağlup ettiğinde takvimler 19 Ağustos 2021’i gösteriyordu.


O dönemin Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, karşılaşma sonunda düzenlenen basın toplantısında maçta 24 dakika süre verdiği 16 yaşındaki Arda Güler’i anlatıyordu:


“Avrupa’nın en büyük kulüplerinden Porto’nun altyapısında 5 yıl çalıştım. Arda Güler kalitesinde çok az oyuncu gördüm.”


Arda Güler, Vitor Pereira döneminde süre almayı sürdürdü ve sarı lacivertli camiayı gün geçtikçe kendisine bağladı.


2021/22 sezonunda A takımla 16 maçta süre alan Arda, spor kamuoyunu daha fazla oynaması gerektiğine çoktan ikna etmişti.


O sezonun 29.haftasında ise Türkiye’deki futbolseverler belki de ilk kez neyle karşı karşıya olduklarını böylesine çarpıcı biçimde anladı. Fenerbahçe, Alanya deplasmanındaydı. Diego Rossi ve Mesut Özil’in golleriyle 2-0 öne geçen sarı lacivertliler, şok bir şekilde 14 dakikada 2-2’ye yakalanmışlardı. Teknik direktör İsmail Kartal, oyunu değiştirmek için yedek kulübesine baktığında aslında hikayenin sonrası için çok şey anlatacak bir değişiklik yaptı.


Dakika 74.


Mesut Özil oyundan çıkarken Arda Güler oyuna giriyordu. İsmail Kartal, 17 yaşındaki yıldız adayından bir dünya şampiyonunun sahadaki yerini almasını bekliyordu. Zaman gösterdi ki bunu bekleyen tek kişi İsmail Kartal olmayacaktı.


Arda Güler oyuna girdi ve 1 gol atıp 1 de asist yaparak maçın seyrini değiştirdi. Maç sonunda Mesut Özil, ona dair bir kehanette bulundu: “Dünya yıldızı olacak.”


Attığı gol, onu Fenerbahçe tarihinin ligdeki en genç golcüsü yaparken sezon sonunda ise 10 numara, Mesut Özil’in sırtından alınıp onun arkasına yazıldı.


Alex de Souza ve Mesut Özil tarafından taşınan 10 numara, Fenerbahçe’nin onu nereye koyduğunun kanıtıydı. Buna karşın büyük yıldızların baskılarla mücadele edebilmesini sağlayan o tılsım, henüz 18’inda olan Arda Güler’in üzerinde de vardı:


"Herkesin benden çok şey beklediğini biliyorum. En başta baskı hissedeceğime dair ben de korkuyordum ama sahaya çıktığımda her şeyi unutuyorum. Futbol oynamaktan, özellikle iç sahada oynamaktan çok keyif alıyorum."


Zirve Noktası


2022/23 sezonu öncesinde herkesin beklentisi Arda Güler’in 10 numaralı formasıyla Fenerbahçe’nin değişmezi olacağı yönündeydi. Arda, beklentiler ile gerçeklerin çatışmasına belki de ilk kez bu kadar sert biçimde şahit oldu.


Fenerbahçe’nin Portekizli teknik direktörü Jorge Jesus, rotasyonlu 11’ler tercih ederek başladığı sezonda Arda Güler’e beklenildiği kadar şans vermedi. Jesus, 5-0’lık Alanyaspor maçının ardından Arda Güler’i çok fazla tercih etmemesinin sebeplerini ise şöyle sıralıyordu:


"Arda henüz 17 yaşında. Herkes onu oynarken görmek istiyor ama hala geliştirmesi gereken şeyler var. Onun şimdilik milli takım için hazır olduğunu düşünmüyorum. Oyuncunun değerini biliyoruz. Adım adım öğrenmeli ve değişmeli. Fiziksel olarak çok güçlü değil, topsuz oyunda çok hızlı değil. Geliştireceği şeyler var. Bunlar yaşı sebebiyle normal. Topla çok yetenekli bir oyuncu ama futbol sadece bu değil. Futbolda yeteneğin yanına eklenmesi gereken şeyler var.”


Bu açıklamalardan yaklaşık 4 ay sonra ise Arda Güler’in sahaya çıkarken giydiği forma kırmızı beyaza evirilmiş ve genç yıldız ilk kez milli olmanın heyecanını yaşamıştı. Fenerbahçe ile ligin ikinci yarısında daha fazla forma şansı bulması, Arda Güler’in yeteneklerini daha fazla sergilemesi için bir fırsat doğurmuştu.


Genç yaşında 10 numaralı sarı lacivertli formanın ağırlığını taşıyabilen güçlü ayaklar saha içindeki rahatlığı ve herkesten farklı olduğunu her fırsatta göstermesiyle Arda Güler, artık bir fenomendi. Onun hayal ettirdikleri gökyüzünü aşıyordu. Bir gün, Avrupa’nın devlerinden birinin formasını giymesi muhtemel görünüyordu. Ancak belki de hiç kimse, Fenerbahçe’nin 10 numarası olduktan aylar sonra Santiago Bernabeu’nun ikonik kupa odasında Florentino Perez ile yan yana olacağını tahmin edemezdi.


Arda Güler’in hikayesi, bir masalın olağanüstü motifleriyle bezeliydi.


“Bu Armayı Seçtiğin İçin Çok Teşekkür Ederim”


"Bugün bizim için çok önemli bir gün. Arda Güler'i Real Madrid'in yeni oyuncusu olarak aramızda görmekten çok mutluyuz. Sevgili Arda, bu formayı ve bu armayı seçtiğin için çok teşekkür ederim."

Futbol topunun büyülü dokusunu ayak uçlarında hisseden her çocuğun, gece yatmadan önce düşlediği bir hayal gibi olan bu cümleler, Real Madrid Başkanı Florentino Perez’in ağzından döküldü.


Türkiye’de çok uzaktan görmeye alışık olduğumuz; Arjantinli, Brezilyalı, İngiliz, Fransız, Alman, İspanyol, İtalyan yıldızların hikayesi gibiydi her şey.


Bu topraklarda hiç kimse, henüz 18 yaşındayken Barcelona ve Real Madrid arasındaki transfer savaşının merkezinde yer almamıştı.


"Barcelona da beni istedi ama Real Madrid sizi istediğinde konu kapanıyor. Real Madrid size bir teklif sunuyorsa bunu reddedemezsiniz."


"Bugün benim hayatımın en özel günü. Ben de bu kulübün bir efsanesi olmak istiyorum. Burada olmak benim için çok büyük gurur."


Arda Güler, Fenerbahçe formasını sadece 51 kez giydikten sonra dünyanın zirvesine kanatlanmıştı. Real Madrid, kolundaki Şampiyonlar Ligi yıldızının üzerinde 14 yazdığı ikonik beyaz formasının yeni sahibini dünyaya tanıtıyordu.


Serap Güler, oğlunun hayallerinin gerçekleştiği anı izlerken gözlerinden süzülen yaşlara engel olamıyordu. Evladın daha küçükken yenildikleri bir maç sonunda döktüğü gözyaşları, yıllar sonra annenin gurur dolu gözyaşlarını besliyordu.

0 yorum

Comments


bottom of page