top of page

Merih Demiral FourFourTwo Özel Röportajı

Röportaj Furkan Alportaklı ve FourFourTwo Akademi Mezunları


Geçtiğimiz aylarda çok güzel bir farkındalık çalışmasına imza attınız. Worldview Impact Foundation'un Ecofriend platformu, Birleşmiş Milletler Çevre Programı desteği ile Myanmar'da Thor Heyerdahl Climate Park'ta oluşturulan alan içerisinde yer alan ormana sizin adınızı verdi ve dünyanın ilk sıfır karbon futbolcusu seçildiniz. Bu proje ile ilgili neler söylemek istersiniz?


Mangrov ağaçları iklim değişikliği ile mücadelenin ana aktörlerinden biri. Sahada verdiğim mücadelenin aynısını iklim değişikliği için de vermeye karar verdim. Bu yüzden oradaki ekosistemin gelişmesine destek olmak amacıyla Birleşmiş Milletler desteğiyle Myanmar’da Nobel ödüllü Thor Heyerdahl adına yapılmış olan Thor Heyerdahl Climate Park’ta kendi ormanımı oluşturdum ve dünyanın akciğerlerine gerekli desteği vererek, herkesin aynısını yapması için farkındalık sağlamak istedim. Çünkü Mangrov ağaçları Birleşmiş Milletler’in 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları içerisindeki 6 amacı aynı anda gerçekleştirerek dünyaya çok büyük katkı sağlıyorlar. Biliyorsunuz ki pandemi sebebiyle takvimlerimiz belirsiz, ancak takvimim uygun olduğu zamanda ekibim ve projeye destek verenler ile birlikte orada sürpriz bir organizasyon düzenlemek istiyoruz.





Benim istediğim tüm insanların bir eşya alırken bile doğadaki ne kadar temiz suyu kirlettiklerini bilmeleri. Eşya almayalım demiyorum ama doğadan aldıklarımızı doğaya geri verelim istiyorum. Bunun da en güzel yolu, attığımız her adımda ürettiğimiz karbonun bilincinde olmak. Ben bu vesileyle hayatım boyunca harcadığım bütün karbonu sıfırlıyorum. Bunu yapan ilk futbolcu olarak da diğer arkadaşlarımın bu sürece dahil olmaları adına öncülük yapmak istiyorum. Son olarak bilmeliyiz ki belki harcadığımız tüm karbonu sıfırlayamayabiliriz, ama azaltabiliriz. Hepimiz kendi geleceğimizin kahramanı olabiliriz!


Milli Takımlar Teknik Direktörümüz Şenol Güneş ile gerçekleştirdiğimiz röportajda pandemi döneminde sakatlık geçirmenize rağmen karantina dönemini iyi değerlendirdiğinizi ve eskisinden daha güçlü sahalara döndüğünüzü söyledi. Dönüş sürecinizde nasıl bir hazırlık geçirdiniz?


Öncelikle Şenol Hocama çok teşekkür etmek istiyorum. Sakatlığımın ilk gününden bugüne kadar bana olan desteğini bir gün bile esirgemedi. Sakatlandığım Roma maçından iki gün sonra Avusturya’ya Doktor Mr. Fink’e ameliyat olmaya gittim.


Ameliyatın ikinci gününden itibaren yavaş yavaş doktorumun ve kulübümün birlikte planladığı özel rehabilitasyon programımı uygulamaya başladım. Ardından Torino’ya döndüğümde evimde çalışmalarıma devam ettim ve bu sürecin sonunda yeterli seviyeye geldiğimde ise çalışmalarımı kulübümde yapmaya başladım.



Benim adıma gerçekten çok zorlu bir süreçti; çünkü Covid-19 sürecindeydik. Bir yandan da çok dikkatli olmak zorundaydık. Yemeklerim dahi kulübüm tarafından özel olarak hazırlanıyordu. Her şeye dikkat ediyordum ama yine de geceleri ağrılarım oluyordu.

Bu yüzden dizime sürekli soğuk uygulamak zorunda kalıyor ve uykumu almakta zorlanıyordum. Bazı günler ise motivasyonumu kaybeder gibi olsam da, Euro 2020’de bulunma hayali beni tekrardan motive ediyordu. Sonuç olarak benim adıma süreç hiç kolay geçmedi.


İtalya Ligi defans ve kontra atak ağırlıklı bir lig ve bir defans oyuncusu olarak oyunu daha atak ağırlıklı oynayan bir lige transfer olsanız, bu durumun siz de oluşturacak avantajları ve dezavantajları neler olurdu?


Evet, herkeste böyle bir algı var. Şahsen katılmasam da saygı duyuyorum. Soruna gelecek olursam, benim en güçlü yönüm kuvvetim, süratim ve sezgilerim. Mesela İspanya Ligi'ni örnek alalım. İspanya’da sürekli önde oynayan takımlar daima karşı sahada ya da karşı sahaya yakın metrelerde oyunu kabul ediyorlar. Bu tarzın meydana getirdiği en büyük tehdit savunma arkasındaki büyük boşluktur. O boşlukları ancak sezgileri iyi olan, kuvvetli ve hızlı oyuncularla kontrol altına alabilirsiniz. Bu alanın dominasyonunu sağlayacak özelliklerim olduğu için bunları güçlü avantajlar diye nitelendirebilirim. Dezavantaj kısmına gelirsek, siz pozisyonunuz gereği son kale oluyorsunuz. Oyunu geride kabullendiğiniz zaman tüm takım topun arkasında oluyor ve kalenize yakın olduğunuz için rakip takımlar hücumda daha da zorlanıyor. Ama önde oynarken bu öyle değil. Bu omuzlarınıza büyük bir stres yüklüyor. Ve bu stres büyük oranda 90 dakika boyunca devam ediyor. Bunu bir dezavantaj olarak söyleyebilirim.



Kendi maç özetlerinizi veya herhangi bir maçı seyrettiğinizde dikkatinizi çeken faktörler neler oluyor?


Hata yaptığım yerler varsa direkt onlara odaklanıyorum. Ardından da iyi yaptıklarıma bakıyorum. Şayet takımım yenildiyse sadece negatif pozisyonları ekibimle çıkartıp, onların üzerine analiz yapıyoruz ki, bir sonraki müsabakada aynı hatayı yapmayayım.


Giderek esnekleşen saha içi taktikleriyle takımların yerleşimleri maç içerisinde çok farklı kombinasyonlara bürünebiliyor. Bunun bir futbolcuya yansıması nasıl oluyor?


Şu an bu sorduğunu biz de takımımızda uyguluyoruz. Maçın sonucuna veya gidişatına göre hocamız farklı dizilişleri uyguluyor. Bunun futbolculara yansıması ise: daha çabuk adapte olmak zorunda kalıyorsunuz. Mesela bir maçta 4’lü savunma oynarken bek oyuncumuzun çıkmasıyla birlikte ben bek oyuncusu rolünü de üstlenmek zorunda kaldım. Hocamız bu değişiklikle 4’lü olan savunmayı 3’lüye döndürdü ve ben bir anda kendimi hem stoper hem de sağ bek rolünü üstlenen bir oyuncu olarak buldum. Bu ve benzeri değişikliklerin olma ihtimali sadece ana pozisyonunuzdaki rakipleri tanımanın yanı sıra olası oynayabileceğiniz pozisyondaki oyuncuları da tanımanızı zorunlu kılıyor. Bu da oyunculardan her geçen gün daha da fazla işi iyi yapmalarının talep edilmesini sağlıyor.





İtalya’da günleriniz nasıl geçiyor? Özel hayatınızda ne gibi aktiviteler yapıyorsunuz?


Malum karantina günlerinde olduğumuz için hayatım antrenman tesisleri ile ev arasında geçiyor. Pandemi öncesi izin günlerimde farklı yerleri keşfediyordum ancak bu süreçte farklı yerlere gitme imkanı bulamıyorum. Bu sebepten evde çok daha fazla vakit geçiriyorum.


Bu dönemde maalesef çoğu maçlar seyircisiz veya kısıtlı seyirci ile oynanıyor. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?


Seyircinin büyük bir itici güç olduğunu biliyordum, ancak bu süreç gösterdi ki futbol oyununda seyirciler herkesin tahminlerinden çok daha büyük bir role sahip. Bizlerin maç esnasında bazen motivasyonu azalıyor. İşte o noktada arkanızda sizlere destek olan seyirciler sizin daha hızlı ayağa kalkmanızı sağlıyor. Stadyumların dolu olması, seyir zevkini arttırdığı için futbola olan talebinde artmasını sağlıyor. Bu sebepten futbol ekonomisinin büyümesinde seyircilerin doğrudan bir katkısı olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak seyircilerin maddi ve manevi olarak futbola katkısının sandığımızdan çok daha fazla olduğunu öğrendik.


Ve Milli Takım şüphesiz tüm futbolcuların hedefinde...


Öncelikle Euro 2020’nin ertelenmesiyle takımımızın tam olarak gidemeyeceği turnuvaya tam kadro olarak belki de yeni arkadaşlarımızın katılmasıyla daha da güçlenmiş olarak katılacağız. Ayrıca en büyük hedefimiz olan Dünya Kupasına katılmadan önce Euro 2020 gibi büyük bir turnuvayı oynamak genç olan ekibimizin daha tecrübeli bir şekilde Dünya Kupasında yer almasını sağlayacaktır.






Gelişimini sürekli üzerine koyarak devam ettiren futbolcular büyük fark yaratıyor. Tükenmeyen azminiz ve farkınızı ortaya koyan yönünüzle, bize bu gelişimin konu başlıklarını anlatmak ister misiniz?


Aslında kimsenin bilmediği özel bir reçeteye sahip değiliz. Aksine hemen hemen herkesin bildiği basit şeyleri kararlı ve planlı bir şekilde uyguluyoruz. Antrenman, beslenme ve uykuyu doğru şekilde planlıyor ve saha dışındaki sosyal yaşantımı da toparlanma süreçlerime uygun şekilde planladığımda sorun yaşama riskimi en aza indiriyoruz.


Özellikle Siirt ve Ardahan’da ki kadın futbol takımlarına yaptığın yardımlar bizleri mutlu ediyor. Kadın futbolunun gelişimi hakkında ne düşünüyorsun?


Öncelikle Siirt ve Ardahan’daki okullarımıza yapmış olduğumuz yardımları reklam yüzü olduğum MAVİ ile birlikte organize ettik. Benim çok keyif aldığım çalışmalardan biri de buydu. Kadınların dilediklerinde her şeyi başarabileceklerine inanıyorum. Türk kadını dünyadaki kadınlardan daha aşağı bir seviyede değildir, bunu geçmişte herkese kanıtlamıştır.

Kadın Futbol konusunda ise dünyadaki hemcinslerinden daha az yetenekli olduklarını düşünmüyorum. Sadece onlar kadar imkana ve desteğe sahip değiller. Dileğim hak ettikleri desteğe ve imkanlara en kısa sürede kavuşmaları.


Futbol her geçen gün kendini yenileyerek büyük bir endüstri haline geldi. Sizce futbolun dünyadaki evrimi nereye doğru gidecek?


Eskiden dernekler vasıtasıyla ortaya çıkan futbol takımları, talebin artmasıyla yavaş yavaş bir endüstri haline geldi. Bu popülaritenin artmasıyla adım adım şirketleşen takımların ortaya çıkması, bu sürecin daha da hızlanmasına sebep oldu; çünkü şirket gibi yönetilen takımların başarısı, dernek statüsündeki takımları geçmeye başladı. Bu şirketleşme daha yüksek seyir zevkini beraberinde getirirken, düzgün yönetimlerle birlikte taraftarlarında daha fazla sürece dahil olmasını sağladı. Benim öngörüm; zamanla tüm takımların şirketleşmesiyle bugünden çok daha farklı bir yapıyla karşı karşıya kalacağımız yönünde, belki de ileride 100 dk ve 4 çeyrek olan bir futbol müsabakası izleyebiliriz.



Peki, yeni yerler keşfetmeyi sevdiğinizi söylemiştiniz. Merih Demiral'ın mutlaka görmeliyim diyerek hazırladığı bir liste var mı?


Evet, o şekilde bir listem var. Sosyal medyada gezerken beğendiğim, çok etkilendiğim yerler oluyor. Bunları önce araştırıyor, farklı fotoğraf ve videolarını inceliyorum. Ülkemizde gezgin diyebileceğimiz çok sayıda arkadaşımız var, onları düzenli olarak takip ediyorum ve değerli önerilerini not alıyorum. Böylece kendim için nereye, ne zaman gidilmesi gerektiğini, ne yapılması ne yenip içilebileceğine dair notları içeren bir listem var.


Hayallerin gücünü bilen ve peşinden koşan bir yapıya sahipsiniz. Sizi seven ve henüz yolun başında olan çocuklara neler söylemek istersiniz?

Her zaman söylediğim bir şey var: pes etmemek.


Herkesin bir hayali var fakat bu hayallere şans eseri ulaşmak çok düşük bir ihtimal. Planlı olunmalı, işini en iyi yapanlar örnek alınmalı. İşinde en iyi olanları kendilerine rol model almalı ve onları araştırmalılar. Hayallerine giden bu yolda çeşitli zorluklar yaşayacaklar. Önlerine birçok engel çıkacak ama bunları kimse pes ederek aşamamış, pes ederlerse onlar da aşamazlar. Kararlılıkla, hayallerin gücüne inanıp pes etmeden çok çalışsınlar, karşılığına elbet alacaklar.




Son olarak 2020 yılı hepimiz için yorucu geçti Merih Demiral’ın yeni yıldan beklentileri, dilekleri nedir?


Öncelikle mutluluğu ve üzüntüyü bir arada yaşadığım bir yılı geride bıraktım. Yeni yıldan çok fazla bir beklentim yok. Herkesin sağlıklı olduğu, özgürce seyahat edebildiği bir dünya temenni ediyorum. Bu temennilerden önce de tüm bu Covid süresince görev yapan başta sağlık çalışanları olmak üzere, asker, polis ve bir şekilde sürecin herhangi bir noktasında görev alan tüm insanların yükünün azaldığı bir yıl diliyorum.



Hangi film karakteri ile takım arkadaşı olmak isterdin?

Black Panther





Hayatını anlatan bir filmde yönetmen koltuğuna kim otururdu?

Christopher Nolan


Geçmişten bir maça zaman yolculuğu biletin olsaydı hangisini tercih ederdin?

Brezilya- Türkiye 2002 Dünya Kupası Yarı Final Maçı



0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page