Şu anda gezegenin en iyi pasörleri, top sürme ustaları ve asist makinelerinden oluşan en büyük koleksiyon…
Dünyanın en iyi ofansif orta saha oyuncuları kimler? Onlar bir dönem futbolun elitleriydi: Rakiplerini takip etmezlerdi çünkü çok iyilerdi ve rakip yarı sahada daha fazla tehlike barındırıyorlardı.
Şimdi ise devir değişti ve bu ofansif orta saha oyuncuları teknik niteliklerini korusalar da artık daha çalışkan, mücadeleci ve yoğun bir tarza sahipler.
Bugünlerde ofansif orta saha oyuncuları, merkezde oynayan geleneksel orta saha oyuncularından daha ileride konumlanan ama savunma görevlerini de maç boyu sürdüren oyuncular olarak tanımlanıyor. Normal orta sahalarla aynı kefeye konulamayacak kadar topa sahip olduklarında onlardan beklenti artıyor. Ayrıca ikinci forvet olarak kabul edilemeyecek kadar da ileride konumlanmıyorlar. İşte bizim favorilerimiz…
10. Piotr Zielinski
Son derece etkileyici bir Napoli takımının bir parçası olan Piotr Zielinski, Dries Mertens ve Lorenzo Insigne'nin gölgesinden çıkıp takımın zarif yıldızı haline geldi.
Polonyalı ofansif orta saha, her zaman boşlukları bulur ve görür, asla acele etmez ve her zaman doğru kararı verir. Zielinski'nin muhteşem tekniği hücum fırsatları yaratırken top sürme becerileri çoğu zaman defans oyuncularının yere serilmesine neden oluyor. Henüz kariyeri boyunca istikrarlı bir şekilde en üst seviyede tutunamadı; ancak şu anda Zielinski, dünyanın en iyi ofansif orta saha oyuncuları arasında yer alıyor.
9. Lucas Paqueta
Manchester City ona aşıktı, West Ham United taraftarları da ona hayrandı. Lucas Paqueta, İngiliz futboluna mükemmel bir şekilde uyum sağladı ve Lyon'dayken neden kendisine bu kadar imrenildiğini dünyaya gösterdi.
Geçen sezon, West Ham’da sonuca ulaşmak için sistemler ve taktiklerle oynayan David Moyes için tuhaf bir sezondu. Tüm sezon boyunca serbest bir rol verilen Paqueta, Konferans Ligi zaferini kesinleştiren o ikonik gol için bu sefer Jarrod Bowen'a harika bir top bırakmıştı. Çok az oyun kurucu özellikle böyle kritik anlarda bu soğukkanlılığa ve vizyona sahip olabilir. Bu bile sadece onun ne kadar devasa bir transfer olduğunu özetliyor.
8. Bruno Fernandes
Bruno Fernandes, Ocak 2020'de Manchester United'a transfer oldu ve adeta tek başına suyun yönünü değiştirerek kulübün tekrar Şampiyonlar Ligi'ne yükselmesine yardımcı oldu. Sonrasında o seviyeye tekrar ulaşmak için çok uğraştı ve Portekizli oyuncu, Erik ten Hag yönetiminde yeniden oldukça etkili oldu.
Risk almaktan korkmayan Bruno'nun keskin pasları ve uzak mesafeden şutları, işe yaramadığında taraftarları çileden çıkarabilir ancak işe yaradığında da muhteşemdir. Her sezon çok sayıda gol ve asist yapan Fernandes'in çalışma azmi ve kazanma arzusu da böylesine bir oyuncu için rakipsizdir.
7.Dominik Szoboszlai
8 numara, Merseyside'ın kırmızı tarafında çok ağır bir yüktür ancak bu durum Macar yıldız için pek öyle olmadı. Jürgen Klopp'un Liverpool'unun 2.0 versiyonu şimdilik iyi bir şekilde ilerliyor ve Dominik Szoboszlai tüm bunların merkezinde yer alıyor.
Premier League'e geldiğinden beri olağanüstü bir oyuncu olan Szoboszlai, direkt bir oyuna ve yıkıcı bir tarza sahip. Klopp'un oyuncularından talep ettiği yoğunluğu sunuyor ve bunu yaratıcılıkla birleştiriyor. Bu da onu etrafına takım inşa ettiğiniz bir oyuncu haline getiriyor. Szoboszlai, sezonun ilk haftalarında Kırmızılar'ın kilit adamıydı ve Trent Alexander-Arnold'la birlikte Anfield'ı yeniden alevlendirecek düzeyde bir umut aşılamıştı.
6. James Maddison
James Maddison, geçen sezon Leicester City'yi dönem dönem taşıyan oyuncu oldu, Dünya Kupası'na çağrıldı ve Leicester’ın Premier League’e veda etmesine karşın birçok büyük takımı peşinden sürükledi.
Tottenham'da da bu ivmeyi sürdürdü. Maddison, Ange Postecoglou için paha biçilmez bir rol oynuyor ve Postecoglou oyununda neredeyse tüm hücumlar 10 numaradan geçiyor: Pas trafiğini yönetiyor, takım arkadaşlarına pozisyon hazırlıyor ve Harry Kane'in yokluğunda takıma ve hücumlara liderlik ediyor. Şimdilerde Maddison, Leicester ve Norwich City'deyken her zaman vadettiği türden bir skor üretme makinesi haline geldi. Sıradaki hedef ise takımını şampiyonluk yarışına sokmak.
5. Martin Odegaard
Bir zamanlar henüz 16 yaşındayken Real Madrid'e transfer olan bir genç yetenek olan Odegaard, gençlik yıllarında hayallerini süsleyen umutlarını nihayet şimdi gerçekleştiriyor. Henüz 24 yaşında olan Norveçli oyun kurucu şimdiden Arsenal'In kaptanı oldu ve sahada takım arkadaşlarına her alanda örnek teşkil ediyor.
Etrafındakilere ilham veren Odegaard'ın zekice hareketlenmeleri, takım arkadaşlarına alan açıyor. Norveçlinin sahip olduğu oyunu kontrol etme yeteneği, genellikle çok daha deneyimli oyunculara mahsustur. Odegaard'ın paslarının muhteşem olduğu gerçeğinden bahsetmeye gerek bile yok. Norveçli, Arsenal'ın ligin zirvesinde mücadele etmeye başlamasındaki en büyük pay sahiplerinden biri oldu. Preste de kritik önem taşıyan Odegaard, geçen sezon ligde attığı 15 golle skorerliği de üstlenebileceğini kanıtladı.
4. Lionel Messi
Daha sakin bir yaşam için Avrupa'yı terk etmiş olabilir ama Lionel Messi yaşlandıkça daha sıradan bir oyuncu haline gelmedi. Inter Miami'de maçları domine etmeye ve Arjantin'de sahaya hükmetmeye devam eden yıldız oyuncu, toplu ve topsuz oyunda eski sihrini kaybetmiş olabilir ama alan ve zaman veren savunmalara ceza kesme yeteneğini hiç kaybetmedi.
Arjantinlinin rakibi yok etmek için hâlâ pek çok yöntemi var. Muhtemelen tüm zamanların en iyi pasörü olan, portföyünde uzun mesafeden müthiş goller de barındıran Messi, ağır çekimde hareket ediyor olsa dahi yine de savunmacıları hareketleriyle derbeder edebilir.
FourFourTwo'dan Matthew Ketchell, Arjantinlinin sekizinci Ballon d'Or zaferi öncesinde şunları yazdı: "Modern çağın 'yürüyen futbolu', Messi seni bile büyüledi. Hızı ve ivmesi çok keskin ama tekniği ve IQ'su çok çok daha keskin."
3. Jamal Musiala
Croydon doğumlu Jamal Musiala'nın forvet mi, kanat oyuncusu mu, ofansif orta saha oyuncusu mu yoksa Thomas Müller her neyse ondan mı olacağını hiçbir zaman tam olarak bilemedik. Ancak Julian Nagelsmann'ın kanatları altında orta sahada kendine bir yer buldu ve sonra da Thomas Tuchel'in, takımı etrafında kurduğu oyuncu oldu.
Henüz 20 yaşında olan Musiala, Bayern Münih için olağanüstü bir performans sergiledi ve hem Bavyera kulübünün ilk 11'indeki hem de Almanya'nın Dünya Kupası kadrosundaki yerini sağlamlaştırdı. Koşuları, fizikselliği ve farkındalığı sıra dışı seviyede olan Musiala; kesinlikle muhteşem yeteneklerinden, sahada yapabildiklerinden emin olan bir oyuncu.
Her ne kadar sezonun son gününde Bayern adına galibiyet golünü atarak ödülün sahibi Jude Bellingham'ın önünde şampiyonluğu kazanmış olsa da Musiala, Kopa Trophy’yi kazanamadığı için üzgün olabilir. Törende Musiala, eski İngiltere genç yaş takımlarından arkadaşı Bellingham’a arkadaşını tebrik eden bir video mesaj göndermişti. Açıkçası bu kadar cömert bir oyuncu asla bir forvet olamazdı…
2. Kevin de Bruyne
Son beş yılda dünyanın en iyi ofansif orta saha oyuncusu olarak kabul edilebilecek tek bir isim var ve o da Kevin De Bruyne'dir. Buna karşın son zamanlarda sakatlanması nedeniyle bizim sıralamamızda ikinci sıraya geriledi.
Manchester City'nin hücum oyuncularını sık sık pozisyona sokan nokta atışı paslarla, De Bruyne'nin sağ iç koridordan kendine özgü ortaları, rakip savunmalar için bol miktarda tehlike oluşturuyor. Onu marke ederseniz De Bruyne hızlı düşünüp hızlı karar almasıyla sürekli kendisini zor durumlardan kurtaracaktır. Ona çok fazla alan bırakırsanız da sizi nasıl yıktığını izlersiniz.
Erling Haaland'ın City forvetinde olması nedeniyle Belçikalı oyuncu hücumda daha fazla seçeneğe sahip. Bu kadar tercih alternatifi bulunmasına rağmen De Bruyne ne zaman yanlış bir karar verdi? Pep Guardiola yönetiminde De Bruyne, oyununa yoğun bir pres katkısı da ekledi ve çıtayı daha da üste çıkardı.
1. Jude Bellingham
Şu anda dünyanın en iyi oyuncusu olduğuna dair iyi bir anlatı var; daha da iyisi, onun şu anda rüyasını yaşıyor olması.
Jude Bellingham'ın Real Madrid'deki ilk birkaç ayı gişe rekorları kıran bir film gibiydi: son dakika golleri, Maçın Adamı performansları ve tüm dünyanın onun gol sevincini taklit ediyor olması. Artık Zinedine Zidane'ın tek bir sezonda attığı toplam golden daha fazla golü var (ki henüz yılbaşını bile kutlamadık). 20 yaşındaki oyuncu, Vinicius Jr.'ı kendisine uyacak başka bir pozisyona kaydırarak ofansif orta saha oyuncusu olmanın ne demek olduğunu yeniden tanımlıyor.
Bu bir delilik. Farkındalığı, topsuz hareketi ve sahada adeta bir açlığı var. Bellingham’ın sahte dokuzumsu 10 numara rolü tamamen büyüleyici. Onun aynı zamanda 8 numara olarak da oynayabileceğini düşünmek işi akıl almaz bir noktaya taşıyor. Bu inanılmaz hikayede gol sayıları yalnızca sayfa numaralarıdır, performanslar da nefes kesici bölümlerdir.
Bellingham, şu anda dünya futbolundaki başka hiçbir şeye benzemiyor…
Komentar