Lionel Messi’nin En Önemli Şampiyonlar Ligi Golleri
top of page

Lionel Messi’nin En Önemli Şampiyonlar Ligi Golleri



Yazı: Batu Çakan


Geçtiğimiz hafta Maccabi Haifa deplasmanında fileleri havalandıran Lionel Messi, UEFA Şampiyonlar Ligi’nde 126.golüne ulaştı.


Messi, bu gol ile yeni bir rekorun sahibi oldu. Şampiyonlar Ligi’nde en fazla takıma karşı gol atan futbolcu olan Arjantinli, 39 farklı takıma gol atarak Ronaldo’nun 38 sayısını geçmeyi başardı.


Ayrıca, son üç günde üç rekor daha kıran 35 yaşındaki efsane; futbol tarihinde en fazla skor katkısı yapan oyuncu, futbol tarihinde penaltısız en fazla gol atan oyuncu ve Şampiyonlar Ligi’nde üst üste en fazla sezon gol atma rekorunu 18 sezon üst üste gol sevinci yaşayarak kırmayı başardı.


Peki Messi Avrupa’nın en büyük arenasında en fazla hangi takımların canını sıktı? En önemli golleri hangileriydi?


İngiliz Sevgisi


Şampiyonlar Ligi’nde attığı 126 golün 27 tanesini İngiliz takımlarının ağlarına bırakan Messi’nin, takımlarına daha fazla gol attığı bir ülke bulunmuyor.


Arjantinli yıldızın en fazla gol attığı beş takım ise şöyle sıralanıyor:


Bayer Leverkusen: 7 Gol

Manchester City: 7 Gol

Celtic: 8 Gol

Milan: 8 Gol

Arsenal: 9 Gol


En Çok İhtiyaç Olduğu Zamanda


18 sezon üst üste Şampiyonlar Ligi’nde gol atan Messi’nin en önemli 8 Şampiyonlar Ligi golünü kronolojik olarak derledik.


8) İlk Raunt Messi’nin


Takvimler 2009 yılının mayıs ayını gösterirken dünyada yeni bir futbol rekabeti doğuyordu. Her ikisi de daha önceden birer defa Şampiyonlar Ligi kazanmış, sonraki 10 yılda futbol dünyasının gelmiş geçmiş en büyük çekişmesine başrol olacak iki futbolcu…


Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo ilk kez bir resmi maçta 2008/09 Şampiyonlar Ligi finalinde karşı karşıya geldi. Önceki sezonun şampiyonu Manchester United favori görünse de Pep Guardiola yönetiminde tarihe geçecek bir sezon geçiren Barcelona kupayı kazanmayı başaracaktı.


10.dakikada Eto’o ile öne geçen Katalanlar, uzun süre bu skorla devam eden karşılaşmanın 70.dakikasında görmeye pek alışkın olmadıkları bir şey görecekti.


Akıllara yerden paslarıyla kazınan Xavi, topu yükseltirken 1,69 boyundaki Lionel Messi, o zamanlar birçoklarına göre dünyanın en iyi stoper ikilisi olan Rio Ferdinand ve Nemanja Matic’ten kurtulmayı başardı ve kafayı vurdu. Top süzüle süzüle Edwin van der Sar’ın koruduğu kaleye girdiği anda skorbordda dakika 70 olmasına rağmen maç her iki takım için de bitmişti.


7) Londra’ya İlk Mesajlar


Ertesi sezona doğal favori olarak giren Barcelona, grubunu birinci bitirdikten sonra son 16 turunda Stuttgard’ı da saf dışı bırakmasının ardından çeyrek finalde Arsenal ile eşleşti.


Emirates’te oynanan ilk maçta Barcelona 2 Zlatan golüyle 2-0 öne geçmesine rağmen Arsenal 70’ten sonra bulduğu 2 golle maçı berabere bitirmeyi başararak turu İspanya’ya canlı olarak götürdü.


Haklarını teslim etmek gerekir ki, Arsenal takımı Barselona’ya tam 8 sakat oyuncusundan yoksun gelmişti. Buna rağmen Bendtner ile öne geçmeyi başaran Topçular, kafalarından “skoru biraz tutsak iyi olur” diye geçirirken Messi buna izin vermeyecekti.


18’de geri düşen takımının beraberlik golünü 21.dakikada filelere gönderen Arjantinli, 42.dakikaya gelindiğinde hat-trick yapmıştı bile. 88’de 4.golünü de atan Messi, turu Barcelona’ya getirdi. O maçta ilk kez bir Londra takımına gol sevinci yaşayan Lionel, sonradan başkent ekiplerinin ağlarına 10 gol daha bırakacaktı.


6) Tarihi Slalom


2010/11 Barcelona takımı hatırı sayılır sayıda futbolsever için futbol tarihinin en iyi takımı olarak kabul edilir. O takımı durdurmak için sayısız teknik direktör, sayısız taktik denedi. Bunlardan biri Jose Mourinho’dan geldi.


Şampiyonlar Ligi yarı finalinde eşleşen Real Madrid ve Barcelona, ilk maçı Santiago Bernabeu’da oynayacaktı. Portekizli çalıştırıcı, aslında bir stoper olan Pepe’yi defansif orta saha olarak sahaya sürdü.


Oldukça gergin geçen maçta Pepe sinirlerine hâkim olamadı ve Dani Alves’e tabanla sert bir müdahale yaparak oyundan atıldı. O dakikaya kadar üretim yapmakta zorlanan Barcelona, kırmızı kart sonrası kontrolü eline aldı.


Messi, önce 76.dakikda Ibrahim Afellay’ın yaptığı ortaya ayağını sokarak takımını öne geçirdi. Normal sürenin bitimine 3 dakika kala ise Şampiyonlar Ligi tarihinin en özel gollerinden birini attı. Orta sahada Busquets’ten aldığı topla driplinge başladı; Lassana Diarra, Sergio Ramos, Raul Albiol ve Marcelo’dan topu kurtararak Casillas’ın koruduğu kaleye yuvarladı.


Deplasmanda 2-0 kazanan Barcelona, rakibiyle rövanştaki El Clasico’da sahasında 1-1 berabere kaldı ve finalde Manchester United’ın rakibi oldu.


5) Sir’e İkinci Darbe


Bu sefer maçın favorisi Katalanlardı. La Liga şampiyonuyla Premier League şampiyonunu karşı karşıya getiren Şampiyonlar Ligi finali İngiltere’de, Wembley stadyumundaydı.


Barcelona’nın daha etkili taraf olduğu ilk yarı 1-1 sona erdi. İkinci yarıda Guardiola’nın takımı maça ağırlığını daha fazla koymaya başladı. United bu baskıya 54.dakikaya kadar dayanabildi. Messi ceza sahası dışından yaptığı düzgün vuruşla 2 sene önce olduğu gibi yine van der Sar’ı mağlup etti.


69’da David Villa ile farkı 2’ye çıkaran Barcelona, maçı da bu skorla kapatmayı başardı ve son 3 sezondaki 2.Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Bu, Messi’nin Sir Alex Ferguson’u üzdüğü ikinci maçtı.


4) Erken Veda Mı? Ne Münasebet


2012/13 sezonunda Barcelona, bir önceki sezon yarı finalde elendiği turnuvayı tekrardan kazanmak için bu sefer takımın başında Pep’ten farklı bir teknik direktörle yola çıktı.


Tito Vilanova yönetimindeki Barcelona’nın antrenörü değişmesine rağmen oynadığı futbol aynıydı. Grubu birinci bitirip son 16’da Milan ile eşleşen Barcelona, San Siro’daki ilk maçta beklemediği bir sonuç aldı.


İtalya’da 2-0 kaybeden Katalanlar için rövanş maçı çok önemliydi. Ortalama bir performans göstermeleri halinde çok erken elenebilirlerdi.


Ancak Messi buna izin vermeyeceğini henüz 5.dakikda attığı golle belli etti. İlk yarı sona ermeden skoru 2-0 yaparak turu eşitleyen Barcelona, 55’te Villa ile öne geçti, 90’da Alba ile noktayı koydu. 4-0 kazanarak yoluna devam eden Barcelona, bu kez yarı finalde Bayern’e elendi.


3) Talihsiz Boateng


2014/15 sezonu öncesi Barcelona kadrosuna Luis Suarez’i katarak hücum hattında oyununun gördüğü en iyi üçlülerden birini oluşturdu. Messi Neymar Suarez üçlüsünün önüne çıkabilen kimse olmuyordu.


Şampiyonlar Ligi’nde yarı finale kadar sorunsuz gelen Barça’nın rakibi çok tanıdık bir isimdi. Takımın o gün oynadığı futbolda bile payı olan Pep Guardiola, kendi deyişiyle onu dünyanın en iyi teknik direktörü yapan Arjantinli futbolcusuna karşı Bayern’in başındaydı.


Barselona’da oynanan ilk maçta şu günlerde kendisinden pek görmeye alışık olmadığımız üçlü stoper düzeniyle çıktı Guardiola, belki de Almanya’ya güvenli bir skorla götürmek istiyordu turu.


Aslında amacına ulaşıyor gibiydi. Son 15 dakikaya girildiğinde skor hâlâ 0-0’dı. Ancak Messi bu durumu değiştirmeye kararlıydı. 77’de ceza sahası dışından yaptığı vuruşla maçtan önce “Ona patronun kim olduğunu göstereceğim.” diyen Manuel Neuer’i avladı.


3 dakika sonra Messi ceza sahsına sokulurken önüne çıkan Boateng kariyerinin en kötü anını yaşayacağını düşünmemişti. Topu önce sağa, sonra sola çekti Messi, sola çektiği anda Boateng yere düşmüştü bile. Neuer’in üzerinden aşırtarak skoru 2-0 yapan Lionel, 90+4’te Neymar’ın attığı golün de asistini yaptı.


Almanya’daki maçı da kazanan Barcelona, finalde Juventus’u yenerek kupanın sahibi oldu. Bu Şampiyonlar Ligi, halen Messi’nin kazandığı son Şampiyonlar Ligi olma özelliğini koruyor.


2) Şeytanın Bacağını Kırdı


Londra takımlarını çok seven Messi için Chelsea farklıydı, 2017/18 son 16 eşleşmesinden önce Chelsea’ye karşı oynadığı 8 maçta hiç gol sevinci yaşayamamıştı Arjantinli.


Antonio Conte’nin çalıştırdığı Chelsea, bir önceki sezon Premier League’i domine ederek şampiyonluğa ulaşmayı başarmıştı. Yaptığı sıkı savunma sayesinde Messi’nin bu kötü istatistiği kırmasını daha da zor hale getirecek bir takımdı Chelsea.


Stamford Bridge’deki ilk maçta 70 dakika geride kalırken Chelsea 1-0 öndeydi. Messi’nin İspanya’daki maçı beklemesi gerekecek gibi duruyordu. Ama Messi kafasına koymuştu, 75’te Iniesta’dan aldığı topu Courtois’in koruduğu kaleye gönderdi ve 30 yaşında Chelsea filelerini ilk kez havalandırdı.


1-1 biten ilk maçın ardından Barselona’da tekrar karşılaşan iki takım arasında bu sefer tek taraflı bir maç oynandı. 3.dakikada takımını öne geçiren Messi, 3-0 kazanılan maçı 2 gol ve 1 asistle tamamladı. Messi böylelikle Chelsea şanssızlığını da tarihe gömdü.


1) Köşeye, En Köşeye


Ertesi sezon Lionel, kariyerinin en iyi sezonlarından birini geçiriyordu. Barcelona’nın kadrosu da oyunu da çok oturmuştu. Yarı finale kadar maç kaybetmeden, sadece 2 beraberlikle gelmeyi başarmıştı Katalanlar.


Final öncesi son engel Jürgen Klopp’un Liverpool’uydu. Önceki sezonun finalisti, Premier League’de de şampiyonluk mücadelesine devam ediyordu.


İlk maç İspanya’da olacaktı. 2 hafta önce çeyrek finalde aynı yerde başka bir İngiliz takımını üzerek Manchester United ağlarına 2 gol bırakmıştı Messi. Gözler onun üzerindeydi.


İlk yarıda Suarez’in attığı golle öne geçen Barcelona ikinci yarıda da ataklarına devam etti. 75’te farkı iyike çıkaran golde Lionel Messi imzası vardı. Ancak Messi’nin o gece atacağı en güzel gol henüz gelmemişti.


Barcelona, 82.dakikada kaleye bir hayli uzak mesafeden serbest vuruş kazandı. O sezon attığı frikik golleriyle öne çıkan Messi yine kaleyi deneyecekti ama kalede Alisson gibi çok üst düzey bir kaleci vardı.


Ancak Messi, öyle bir vuruş yaptı ki, futbol topu dünyada hiçbir kalecinin uzanamayacağı bir noktaya gitti.


Bu golle maçı 3-0 kazanan Barcelona’nın finale çıkması beklenirken ikinci maçta Liverpool tarihi bir geri dönüşe imza atarak finale yükselen takım olmuştu.


Hedef İstanbul


Paris Saint Germain’in her sezon olduğu gibi bu sezonda da en büyük hedefi Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu. Bu hedef doğrultusunda başta Mbappe’yi takımda tutmak olmak üzere birçok yeni transfer yapan başkent temsilcisi, geçen sezondan daha güçlü görünüyor.


Şampiyonlar Ligi kupasını son kaldırdığında 27 yaşında olan Messi, bugün 35 yaşında ve kariyeri sona ermeden önce bir Şampiyonlar Ligi daha kazanmak istiyor.


Şampiyonlar Ligi finali 2022/23 sezonunda İstanbul’da oynanacak. Kariyerinde hiç Türkiye’ye gelmeyen Lionel Messi için ilk ziyaretinin kupayla sonuçlanma şansı var.


0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page