Yazan: Alper Erdem
France Football başyazarı Gabriel Hanot, 1956 yılında arkadaşlarıyla dünyanın en iyi futbolcusunu seçmeye çalıştığında bugünleri görmüş müydü bilinmez ama Ballon d’Or, geride kalan 66 yılda dünyanın en prestijli ödülü oldu.
Tarihte bu prestijli ödülü kazanabilen seçkin oyuncular, kişisel müzelerinde ömürlerince taşıdıkları bu unvanla futbolun unutulmazları arasına girmeyi başardılar.
Ballon d’Or ödülünü bir kez bile kazanmak unutulmaz olmaya yeterken bu ödülü birden fazla kez alanlar ise sadece en iyilerin en iyileri oldular.
Alfredo Di Stefano, Franz Beckenbauer, Kevin Keegan, Karl-Heinz Rummenigge ve Ronaldo Nazario, bu ödülü 2 kez kazanarak kendilerini daha seçkin bir sınıfta konumlandırdılar.
Marc ovan Basten, Johan Cruyff ve Michel Platini’nin üçlemeleri ise bu seçkin sınıfın ışıltısını biraz olsun söndürdü.
Buna karşın tarih boyunca hiçbir futbolcu Ballon d’Or’a Arjantinli Lionel Messi ve onun ezeli rakibi Cristiano Ronaldo kadar damga vuramadı. İki oyuncu toplam 12 Ballon d’Or ödülünü son 14 yılda topladılar. Messi’nin 7 ödülü, Cristiano Ronaldo’nun 5’lisini gölgelese de daha önce kimse bu seviyede bir rekabete şahit olmadı.
Tarih boyunca bu ödülü sadece birer kez kazanan 36 oyuncu olmuştu. Ancak hiçbiri, Luka Modric ve Kaka Leite’nin yaptığını yapamamışlardı. Onlar, sahip oldukları tek Ballon d’Or’u kazanmak için iki titanın mutlak krallığını yıkmışlardı.
Kaka Leite’nin Parıltısı
AC Milan, 2000’lerin ilk yıllarında Avrupa futbolunda adından söz ettirirken orta sahada oynayan Brezilyalı Kaka, performansıyla izleyenleri büyülüyordu.
2006/2007 sezonunun sonunda AC Milan, UEFA Şampiyonlar Ligi kupasının üzerine adını yazdırmayı başarmıştı. Kalemi tutan el Kaka’nın elleriydi zira Brezilyalı yıldız turnuvada şampiyonluğa 10 gol ve 3 asistlik bir katkı sunmuştu. Özellikle Manchester United ile oynanan yarı final serisinde Kaka’nın Old Trafford’da gösterdiği performans (iki Manchester United savunmacısını birbirlerine çarptırdığı gol de dahil olmak üzere) UEFA Şampiyonlar Ligi tarihine geçecek cinstendi.
AC Milan, Manchester United’ı iki maç sonunda toplamda 6-2’lik skorla geçerken Kaka, Cristiano Ronaldo henüz olağanüstü seviyesine çıkmamışken (Ronaldo o sezon 23 gol 14 asist ile oynamıştı) onun elinden sadece UEFA Şampiyonlar Ligi finalini aldığını düşünüyordu. Buna karşın 2017 Ballon d’Or ödülü için oylamaya katılanlar tercihlerini yaparken, Kaka’nın Düşler Tiyatrosu’nda resitalini akıllarından çıkaramayacaklardı.
Kaka, 2006/07 sezonunda attığı 18 gol ve yaptığı 11 asistin yanında UEFA Şampiyonlar Ligi şampiyonu apoletini de ekleyince 2007’de Ballon d’Or’un sahibi oldu.
Ödül konuşmasında; “Tanrı’ya bugün burada olmamı sağladığı için şükürler olsun. Eşime, aileme ve Milan’a teşekkür ediyorum. Onlar bu ödülü kazanmamı sağladılar. Ayrıca hem Milan hem de Brezilya milli takımındaki takım arkadaşlarıma ve taraftarlara da teşekkür ediyorum.” demişti.
Kimilerine göre oldukça klasik ve gösterişten uzak olan bu konuşmayı alkışlayan eller, gelecek 10 yılda ellerini sadece 2 oyuncu için birbirlerine çarpacaklardı. Kim bilir belki de o gün bunu bilselerdi, alkışların şiddetini arttırıp Kaka’nın başardığı şeyin büyüklüğünü daha çok takdir ederlerdi.
Saltanatı Bitirmek
2008 yılında Cristiano Ronaldo ilk Ballon d’Or ödülünü aldıktan sonra, Lionel Messi üst üste kez bu ödülü kazandı. Portekizli yıldız 2013 ve 2014 yıllarında ikinci ve üçüncü ödüllerini, Lionel Messi ise 2015’te dördüncü ödülünü aldı.
Bu iki süper yıldızın çıktığı seviye öyle bir noktadaydı ki sezonda 50’şer gol atmak bile normalleştirmişti. Birbirlerini büyüyerek besleyen iki yıldızın bu hali, Ballon d’Or oylamasındaki seçim şansını bu iki oyuncu futbolu bırakana kadar 2’ye indirmiş gibi gözüküyordu. Belki 3’üncü bir forvet oyuncusu, örneğin 2015 ve 2017 oylamalarında üçüncü olan Neymar, bu ikiliye bir sürpriz yapabilirdi.
2017/18 sezonu başlarken Cristiano Ronaldo, Santiago Bernabeu’ya beşinci Ballon d’Or ödülünü getirmiş ve onu hazırlanan platformda diğer dördünün arasına koymuştu. Luka Modric, Ronaldo’nun arkasında onu alkışlayan takım arkadaşlarının arasındaydı.
Ronaldo’nun gövde gösterisiyle başlayan sezon, Real Madrid için çok başarılı geçmişti. İspanyol kulübü, UEFA Şampiyonlar Ligi’ni üst üste 3’üncü kez kazanmayı başarmıştı. Cristiano Ronaldo, 15’i bu turnuvada olmak üzere sezonu 44 golle tamamlamış ve yine akıl almaz istatistiklere imza atmıştı.
Öte yandan Barcelona ile La Liga şampiyonluğu yaşayan Lionel Messi ise takımına 45 gollük bir destek vermişti.
Bu istatistikler iki oyuncunun da standartlarını koruduğu anlamına geliyordu.
Luka Modric, Real Madrid’e sadece 2 gol ve 8 asistlik bir katkı vermişti. Bununla birlikte onun sahada ortaya koyduğu performans, istatistiklerin çok üzerindeydi. Orta sahadaki maestro, kulübü sürükleyen temel unsurlar arasındaydı. Ancak 2018 FIFA Dünya Kupası’nda Hırvatistan’ı finale çıkarmak, turnuvanın ilk günleri düşünüldüğünde, en az onun Ballon d’Or alma ihtimali kadar uzaktı.
Hırvatistan, finalde Fransa’nın rakibi oldu. Luka Modric’in liderliği, futbolun istatistiklerin üzerinde olduğunu kanıtladı.
2018 Ballon d’Or oylamasında seçimlerini yapanlar, nitelik ve nicelik arasında bu eşsiz oyuncunun performansını ödüllendirmeleri gerektiğine inandılar. Toplam 753 oy, Hırvat yıldızın adına atıldığında Luka Modric, inanılmazı başarmıştı.
Lionel Messi ve Cristiano Ronaldo’nun 10 yıllık saltanatı, Luka Modric tarafından sonlandırıldı. Luka Modric’in ödül konuşması, onun ne kadar olağanüstü bir şeyi başardığını insanlara tekrar hatırlattı ve herkese ilham verdi:
“Normal birinin Ballon d'Or'u kazanabilmesinden dolayı mutluyum. Hayattaki en iyi şeyler kolay gelmez diye bir söz vardır ve ben buna inanıyorum. Hayatım mücadele etmek ve çok çalışarak hedeflere ulaşmak üzerine kuruluydu. Kolay olmadı ama kazandım.”
Hemen tüm otoritelere göre 2022 Ballon d’Or ödülleri, bu isimler arasına bir üçüncüsünü daha yazacak. Modric ve Kaka’nın verdiği ilham ve Ronaldo ile Messi’nin bir türlü azalmayan kazanma arzuları, saltanatı yıkmayı başaran üçüncü ödül sahibinin prestijini arttıracak.
Comments