top of page

Premier League Devleri İlk 2 Haftayı Geride Bıraktı



Dünyanın en çok takip edilen ligi olan İngiltere Premier League, bütün heyecanıyla yeniden başladı. Yaz dönemi boyunca kadrolarını güçlendirmek için birbirinden önemli isimleri transfer eden takımlar, lig maratonunda 2 haftayı geride bıraktı.


TOP 6 olarak adlandırılan Arsenal, Chelsea, Manchester United, Manchester City, Liverpool ve Tottenham arasında ilk 2 haftayı en başarılı geçiren ekipler Manchester City ve Arsenal oldu.


Öte yandan Chelsea ise geleneksel 5 rakibinin gerisinde kalarak bu süreçte yalnızca 1 puan toplayabildi.


Arsenal Kaldığı Yerden Devam Ediyor


Geçtiğimiz sezon teknik direktörü Mikel Arteta yönetiminde Premier League’deki en büyük başarı hikayesini yazan Arsenal, sezonun son bölümüne kadar Manchester City ile yarışmıştı.


2022/23 sezonunun büyük bir bölümünü lider götürdükten sonra Manchester City’ye geçilen Arsenal, ligi ikinci sırada bitirerek 7 yıl sonra UEFA Şampiyonlar Ligi’ne geri dönmeyi başarmıştı.


Kuzey Londra ekibi, geçen sezonunun ardından yeni sezona bir kez daha şampiyonluk yarışı verebilmek için çok önemli hamlelerle başladı.


Teknik direktör Mikel Arteta’nın ısrarla istediği Declan Rice’ı, uzun süren transfer görüşmelerinin ardından rekor bir bedelle kadrosuna katan Arsenal, Kai Havertz ve Jurrien Timber ile ise rotasyonuna çok önemli eklemeler yaptı.


Yeni transferleri ve yüksek potansiyelli yıldızlarıyla İngiltere Premier League’de bu sezonun da en iddialı takımlarından olan Mikel Arteta’nın öğrencileri, ligi Nottingham Forest maçıyla açtı.


Yeni transferlerden Timber ve Rice’ın ilk 11’de başladığı karşılaşmayı Eddie Nketiah ve Bukayo Saka’nın golleriyle 2-0 kazanan Arsenal, geçen sezondan sonra özellikle orta sahada güçlendiğinin sinyallerini verdi.


Maç boyunca rakibe topla oynama oranında büyük bir üstünlük kuran (%78) Kuzey Londra ekibi, tam 769 pas yaparak Arteta’nın planlarını uygulayabildiğini kanıtladı. Arsenal’ın bu maçı %90 pas isabetiyle bitirmesi ise takımın kalitesini açıkça ortaya koydu. Takımıyla çıktığı ilk karşılaşmada tam 104 kez topla buluşan ve bu anlamda orta sahadaki ana top dağıtıcı olan Declan Rice ise Mikel Arteta’nın kendisini neden bu kadar istediğini Emirates Stadyumu’nda kendisini izlemeye gelenlere gösterdi.


Arsenal, ligin ikinci haftasındaysa Crystal Palace deplasmanındaydı. Yeni transfer Jurrien Timber’ın ilk maçın ardından sakatlanmasıyla birlikte ilk maçtan daha farklı bir 11 sahaya süren Mikel Arteta, bu kez Kai Havertz’i de ilk 11’de kullandı. Odegaard Rice Havertz üçlüsüyle oldukça yaratıcı bir orta sahayla maça çıkan İspanyol teknik direktör, hücumdaysa Nketiah SakaMartinelli üçlüsünü kullandı.


Yaratıcı oyuncularını ilk 11’de birlikte değerlendirmesine rağmen maçın ilk yarısında gol bulmakta zorlanan Arsenal, ikinci yarıda penaltıdan 1-0 öne geçti. Buna karşın 67’nci dakikada, Timber’ın yokluğunda sol bekte maça başlayan Tomiyasu’nun gördüğü kırmızı kart, Kuzey Londra ekibi için planları bozdu.


İlk maça göre top hakimiyetini daha az elinde tutan Arsenal (%53), 10 kişi kalmanın da etkisiyle normal oyun planının ön gördüğünden daha fazla orta yaptı (21). Maçın son düdüğünün çalmasıyla zorlu şartlar altında zorlu deplasmandan 3 puan çıkaran Arsenal, ilk 2 haftayı kayıpsız geçen 3 takımdan biri oldu.


Chelsea ve Liverpool İlk Hafta Karşılaştı


İngiltere Premier League’de sahibini değiştirdikten sonra transfere çok büyük miktarda para harcayan Chelsea, sezona yeni teknik direktörü Mauricio Pochettino ile başladı.


Pochettino ile birlikte kadrosunda geniş çaplı bir revizyon yapan Maviler; Kai Havertz, Mason Mount, Mateo Kovacic, Kalidou Koulibaly, Christian Pulisic, Edouard Mendy, Ruben Loftus-Cheek, Hakim Ziyech ve Kepa Arrizabalaga gibi isimlerle yollarını ayırdı.


Bununla birlikte yaz transfer döneminde yaklaşık 390 milyon €’luk harcama yapan Chelsea’nin en önemli hamlesi, 116 milyon €’ya Brighton’dan kadroya katılan Moises Caicedo’ydu. 21 yaşındaki Ekvadorlu oyuncunun yanında, uzun süre Liverpool’un ilgilendiği Romeo Lavia’ya 62 milyon € ödeyen Chelsea; geçen sezon imzaladığı Nkunku, Disasi, Jackson, Ugochukwu, Robert Sanchez ve Angelo’yu da transfer etti.


Chelsea kadar radikal olmasa da kadrosunda büyük bir değişim yaşayan diğer takım da Liverpool oldu. Özellikle yıllardır Kırmızılar’ın orta sahasının omurgasını oluşturan Fabinho, Jordan Henderson, James Milner ile Naby Keita ve Alex-Oxlade Chamberlain ile de yollarını ayıran Liverpool, kulübün unutulmaz Premier League şampiyonluğunda çok büyük bir katkısı olan Roberto Firmino ile de vedalaştı.


Orta sahadaki bu kayıpları telafi etmek için transferde bu bölgeye eğilen Jürgen Klopp’un ekibi, RB Leipzig’in potansiyelli yıldızı Dominik Szoboszlai ve Brighton’ın dünya şampiyonu oyuncusu Alexis Mac Allister ve son olarak Stuttgart’tan 30 yaşındaki Japon ön libero Waturu Endo’yu kadrosuna kattı.


Kadrolarında geçen sezona göre büyük değişimler yaşanan bu iki takım, Premier League’in ilk haftasında karşı karşıya geldi.


Chelsea’nin yeni transferlerinden Robert Sanchez, Disasi ve Nicholas Jackson, Liverpool karşısında ilk 11’de yer aldı. Öte yandan Jürgen Klopp’un ekibi ise yeni sezona Dominik Szoboszlai ve Alexis Mac Allister’ın yer aldığı orta sahayla başladı.


Her iki takımın da yeni sezon için henüz tam anlamıyla hazır olmadığını gösteren maçta Luis Diaz ile gol perdesini açan Liverpool’a cevap, 37’nci dakikada yeni takımıyla ilk Premier League maçında golle buluşan Disasi’den geldi.


Maç boyunca topla daha fazla oynayan taraf ev sahibi Chelsea olurken Liverpool ise ara paslar ile geçiş hücumlarında etkinlik kurmaya çalıştı. Buna karşın Liverpool’un maçı yalnızca 1 isabetli şutla bitirmesi, Jürgen Klopp’un takımının hücum aksiyonlarında geliştirmesi gereken noktalar olduğunu kanıtladı.


İki takımın da 1’er puanla ayrıldığı ilk hafta mücadelesinin ardından ikinci haftada Liverpool’un rakibi Bournemouth oldu.


Chelsea maçına göre çok daha etkili bir oyun ortaya koyan Klopp’un takımı; 3 gol, kaçan penaltı ve 1 kırmızı kartın olduğu maçtan 3 puanla ayrıldı.


Liverpool’un ikinci haftada da bir golünün takımın bu sezonki hücumdaki ana parçası olması beklenen Luiz Diaz’dan gelmesi, Kırmızılar adına sezon başının en iyi haberlerinden biri olarak değerlendirildi. Bournemouth maçında bir penaltı kaçıran Mohamed Salah, devam eden pozisyonda golü bularak bir Premier League sezonunda daha gol atmayı başardı. Diogo Jota ise maçta Liverpool adına diğer golün sahibi oldu.


Bu 3 ismin de gol bulması, ilk maça göre Liverpool’un hücum aksiyonlarında daha başarılı olduğunu gösterdi. Öte yandan Klopp adına kötü haber ise bu sezon şu an için orta sahada pek de alternatifi görünmeyen Mac Allister’ın kırmızı kart görmesi oldu.


İlk hafta Liverpool ile berabere kalan Chelsea için ikinci hafta tam bir hayal kırıklığı ile sona erdi. Pochettino’nun ekibi West Ham deplasmanında oyun anlamında istediklerinin hemen hiçbirini gerçekleştiremedi.


Dağınık bir görüntü çizen Maviler, özellikle hücumda kötü bir gün geçirdi. Topla %75 gibi yüksek bir oranla oynamasına karşın kale önünde yaratıcılık eksikliğini hisseden Chelsea, savunmada ise maçı yalnızca 3 pas arası yaparak bitirdi.


Maviler’in, hücum ve savunmadaki oyun anlayışının oturması için açıkça zamana ihtiyacı olduğu görüldü. Chelsea, West Ham United deplasmanından 3-1’lik mağlubiyetle dönerken ilk 2 haftayı yalnızca 1 puanla tamamladı.


Son Şampiyon Manchester City Hata Yapmadı


2022/23 sezonunda kulüp tarihinin en başarılı sezonunu geçirerek UEFA Şampiyonlar Ligi, FA Cup ve Premier League’de zafere ulaşan Manchester City, sezon başında ise UEFA Süper Kupa’yı da müzesine ekledi.


Pep Guardiola’nın ekibi geçen sezondan bu sezona, kadrosunun büyük bir kısmını korumayı başarsa da önemli bazı isimleri ise kaybetti.


Bu isimler arasında şüphesiz en önemlisi takımın kaptanlığını da yapan İlkay Gündoğan oldu. City ile sözleşme yenilemeyi tercih etmeyen İlkay Gündoğan, Barcelona’nın yolunu tuttu. İlkay ile birlikte uzun zamandır Manchester City’de bulunan Riyad Mahrez de takımdan ayrılan bir diğer isimdi.


Bu iki oyuncudan doğan orta saha boşluğunu Mateo Kovacic ile dolduran Manchester City, son olarak ise Pep Guardiola’nın uzun süredir istediği Josko Gvardiol’u 90 milyon € bedelle transfer etti.


Premier League’in son şampiyonu olarak sezonun ilk maçında ligin yeni ekibi Burnley ile karşılaşan Manchester City, rakibini 3-0 ile geçti.


Alışılmış oyun anlayışının dışına çıkmayan Pep Guardiola’nın takımında goller ise yine çok alışılmış bir isimden geldi. Geçtiğimiz sezon gösterdiği olağanüstü performansla takımının 3 kupada zafere ulaşmasında büyük pay sahibi olan Erling Haaland, ilk haftayı da 2 golle açtı. Manchester City’nin diğer golü ise Rodri’den geldi.


İlk haftayı kayıpsız atlattıktan sonra ikinci haftada Manchester City’nin rakibi Newcastle United oldu. Yaptığı yatırımların ardından Premier League’de uzun vadede zirveye oynaması beklenen Newcastle United, sert oyunuyla Pep Guardiola’nın ekibini oldukça zorladı. Öyle ki Newcastle United, karşılaşmayı 5 sarı kartla tamamladı.


Newcastle United’ın sert oyununa karşılık vermeyi belirli bir ölçüde başaran ve güçlü oyununu dikte etmeye çalışan City, galibiyeti Julian Alvarez’in attığı tek golle aldı ve sezonun kayıpsız ekipleri arasına adını yazdırdı.


Manchester United ve Tottenham İkinci Haftada Karşılaştı


Yeni sezonda Premier League’de nasıl bir performans göstereceği oldukça merak edilen takımlardan ikisi Manchester United ve Tottenham, lige oyun olarak istedikleri gibi başlayamadılar.


Sezona yeni teknik direktörü Ange Postecoglou ile başlayan Tottenham, yeni teknik direktörünün kendi sistemini kurabilmesi için yaklaşık 195 milyon € harcadı. Yeni sezonda en büyük transferlerini James Maddison ve Pedro Porro ile yapan Tottenham, Premier League’e Brentford deplasmanında başladı.


Tottenham için yeni sezonun ilk maçındaki en büyük eksiklik ise uzun yıllardır kulübün formasını giyen ve kulüp tarihinin en golcü ismi olan Harry Kane’in yokluğuydu. Kane’i Bayern Münih’e gönderdikten sonra İngiliz forveti olmadan ilk lig maçına çıkan Tottenham, James Maddison’ın iki asistiyle savunmacılarından gol katkısı aldı.


Buna karşın Brentford’un Mbeumo ve Wissa ile attığı gollere engel olamayan Ange Postecoglou’nun ekibi, sezona 2 puan kaybederek başladı.


Diğer yandan geçen sezon Erik ten Hag ile başladığı yeniden yapılanma sürecini bu sezon başında da devam ettiren Manchester United ise yaz boyunca yeni forvetini aradı. Harry Kane ile bir dönem yakından ilgilenen Manchester United’ın kadrosuna kattığı isim, Atalanta’nın 20 yaşındaki Danimarkalı oyuncusu Rasmus Hojlund oldu.


Hojlund’un yanı sıra Mason Mount ve Andre Onana’yı kadrosuna katan Manchester United, ilk maçında Wolverhampton karşısında bu iki isme de ilk 11’de yer verdi.


Erik ten Hag’ın öğrencileri Wolverhampton karşısında özellikle topun hakimiyetini ve oyun üstünlüğünü almakta zorlanırken hücumda da istenilen etkinlik sağlanamadı. Maçı 3 isabetli şutla bitiren Manchester United, bunlardan 1’inde Varane ile ağları buldu ve ilk haftayı kayıpsız geçti.


İkinci hafta, Premier League’in iki büyük takımı Tottenham ve Manchester United’ı, Tottenham Hotspur Stadyumu’nda karşı karşıya getirdi.


Ange Posceoglou’nun öğrencileri için çok olumlu geçen maçta Erik ten Hag’ın ekibi ise iyi sinyaller vermedi. Deplasmanlarda zaman zaman yaşadığı sorunları bu sezon başı itibarıyla Tottenham karşısında da yaşayan Manchester United, özellikle ilk yarının sonlarında Tottenham ataklarını durdurmak için sertliğin dozunu arttırdı. Bunun bir sonucu olarak 33-39 arasını 3 sarı kartla geçen Manchester United, topun kontrolünü de istediği gibi eline alamadı.


Hücumda bitiricilik sorunları göze çarpan Manchester United karşısında Harry Kane’siz ilk büyük maçında ilk golünü Pape Matar Sarr ile bulan Tottenham, Lisandro Martinez’in kendi kalesine attığı golle farkı 2’ye çıkardı. Maç bu şekilde biterken ilk iki hafta sonunda Tottenham 4 puan toplarken Manchester United ise 3 puanda kaldı.


0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page